31 Ocak 2009 Cumartesi

[İslami Eğitim Şart!] Siyonist Rejim Konsolosluğu Ablukası ve Bize Yönelik Tehditler

 
Siyonist Rejim Konsolosluğu Ablukası ve Bize Yönelik Tehditler
29/01/2009 - 04:29

Nureddin ŞİRİN

Siyonist işgal güçlerinin Gazze'ye yönelik "soykırım" saldırılarını başlatması üzerine, İslam Ümmeti ile birlikte Türkiyeli müslümanlar bir okyonus gibi dalgalanarak yahudi terörüne karşı öfkesini volkanlar gibi yansıttı. Şehir şehir, ilçe, kasaba ülkemizin her bir yanı "Gazze" feryadları ile yankılanarak Ümmet dayanışması ve siyonizme karşı mücadele sedası azametli bir şekilde kendini gösterdi...

İstanbul'dan Diyarbakır'a, Konya'dan Van'a, Ankara'dan Adana'ya Türkiyeli müslümanlar olarak bir baştan bir başa ayağa kalkmamız her şeyden önce, siyonistlerin soykırımına uğrayan Filistinli kardeşlerimizin yüreklerine bir ferahlık indirdiği gibi, "katil yahudiler" üzerinde ise büyük bir korku ve panik meydana getirdi.

Tarihte eşine az rastlanır bir vahdet ve kardeşlik kasırgası ülkemizin dört bir yanında eserken, Türkiye ve Dünya tarihinde bir ilk gerçekleştirilerek, siyonist rejimin İstanbul Levent'te bulunan konsolosluğu 16 gün boyunca binlerce Filistin gönüllüsü tarafından abluka altına alındı.

Siyonist rejim işgal güçlerinin Gazze'ye yönelik kara saldırısı başlattığı günün gündüzünde Adapazarında düzenlenen mitinge katılmış ve orada yaptığımız konuşmada "Türkiyeli müslümanlar olarak bundan sonra siyonist rejimin ülkemizdeki elçilik ve konsolosluklarına yönelik bir akın başlatacağız" ifadelerini kullanmıştım. Siyonist rejim Gazze'de katliam yaparken bizim bu katil yahudilerle mücadele etmemiz mümkün değildi, ancak siyonistlerin ülkemizdeki varlığına karşı etkin bir eylem gerçekleştirebilir ve Gazze ile dayanışmamızı gösterebilirdik.

Siyonist işgal güçlerinin Filistinli kardeşlerimize yönelik saldırı ve katliamları üzerine ister bu rejimin elçilik ve konsolosluğu önünde Türkiyeli müslümanlar olarak birçok kez çeşitli eylemler yapmıştık, ancak siyonistlerin tarihin en vahşi katliamlarını gerçekleştirdiği bir dönemde, daha etkin ve kararlı bir eylem sergilememiz ve ülkemizden siyonistlere karşı bir öfke kasırgası estirmemiz gerekiyordu.

Bu düşünce ve niyetleri taşıdığımız sırada, siyonist işgal güçlerinin Gazze'ye yönelik kara saldırısı başlattığı haberini almıştık. Adapazarı'ndan İstanbul'a döndüğümüzde artık bu niyetimizi pratiğe dökmemiz gerektiği düşüncesinden hareketle siyonist rejimin İstanbul konsolosluğuna akın etmeye başladık. Elhamdülillah aynı bilinç ve sorumluluğu taşıyan kadınlı-erkekli binlerce müslüman dondurucu hava soğuğuna rağmen yahudi teröristlerin konsolosluğu önünde toplanmıştı. Siyonist rejime yönelik öfkemiz bir volkan gibi gürlüyor, yer gök tekbir sesleri ve sloganlarla inliyordu...

Günün gece vakitlerinde siyonist rejim konsolosluğu önündeki eylemimizin amaç ve tanımını yapma noktasında şunları söylemiştik:

"Kardeşlerim, bacılarım, şimdiye kadar buraya siyonist rejimin saldırı, katliam ve cinayetlerini protesto amacıyla gelmiştik, ancak bugün buraya bir protesto eylemi yapmaya değil, bu katil yahudilerin konsolosluğunu kuşatmaya, siyonistleri abluka altına almaya geldik. Şu andan itibaren kesintisiz bir şekilde abluka eylemini başlatıyor ve siyonistler bozgunu uğrayıncaya kadar da burada kalacağımızı dosta düşmana ilan ediyoruz..!"

Siyonist rejime yönelik "abluka eylemi" tanımlaması ilk anda bazı kardeşlerimizin nezdinde "abartılı" görülmüş, abluka eyleminin sürekliliği konusunda tereddütler dile getirilmiş, bu eylemi ne kadar sürdürebileceğimiz noktasında da birtakım kuşkular ileri sürülmüştü.

Bu eylem için önceden bir hazırlık ve organizasyon, ilan ve çağrı sözkonusu değildi. Daha önce, Bosna savaşımız sırasında Sırp güçlerinin Gorazne kentine karşı kimyasal bomba attığı yönünde haberlerin gelmesi üzerine, İstanbul'daki müslümanların hemen ertesi günü irticali olarak Taksim meydanına toplanması örneğinde olduğu gibi, bu kez de siyonist işgal güçlerinin Gazze'ye yönelik kara saldırısı başlattığı saatlerde siyonist rejimin konosolosluğu önünde toplanmıştık. Cemaat, grup vs. ayrımı gözetmeksizin aynı duygu, aynı heyecan ve aynı sorumlulukla tek kalp ve tek ses olmuştuk…

Attığımız slogan, taşıdığımız pankart ve posterlerde tek bir renk vardı: direniş…!

İlk günden –zafer kutlaması- yaptığımız son güne kadar 16 gün boyunca yapılan konuşmalar, atılan sloganlarla tek bir amacı dileç getirmeye çalıştık:

"Siyonist işgal güçleri yenilgi alıncaya ve Filistinli mücahid kardeşlerimiz zaferini ilan edinceye kadar bizler de "Hamas'ın askerleri" olarak siyonist rejim konsolosluğuna yönelik abluka eylemimizi sürdüreceğiz..!"

Öylesine fedakarca bir bir katılım sözkonusu idi ki, başta Hz. Sümeyye ve Hz. Zeyneb misali bacılarımız ve annelerimiz olmak üzere binlerce müslüman her gün aynı coşku ve aynı kalabalıkla kuşatma eylemini sürdürdü. İstanbul dışından otobüslerle akın akın kuşatma eylemine katılan kardeşlerimiz eyleme ayrı bir anlam kazandırıyordu. Adapazarı, Sivas, Kocaeli, Konya, Tekirdağ, Gebze ve diğer bölgelerden gelen kardeşlerimizle birlikte ve sıkılmış yumruklarımızla "Hepimiz Hamas'ın askerleriyiz" "Hamas burada siyonistler nerede" "Siyonist elçilik kapatılacak" "Terörist konsolos İstanbul'dan defol" diye haykırıyor, beyaz kefenlere bürünüp siyonist düşmana karşı şehadete hazır olduğumuzu gösteriyorduk.. Babalar anneler kendileri gibi, çocuklarına da kefenler giydirerek eyleme geliyorlardı.

Kuşatma eylemimizin 11. Gününde siyonist rejim konsolosluğuna bir "ultimatom" vererek, siyonistlerin Gazze'ye yönelik saldırıları ve Gazze'ye uygulanan ambargo sona erip sınır kapıları açılıncaya kadar Türkiye'deki siyonist işbirlikçisi yahudi kurum ve kuruluşlarına karşı yaptırım ve boykot uygulayacağımızı ve yahudilerin Türkiyeli müslümanlar üzerinden gelir elde edip siyonist rejime ulaştırmasına fırsat vermeyeceğimizi deklare ettik…

Elhamdülillah 16 gün boyunca süren abluka eyleminin Filistinli kardeşlerimizde oluşturduğu sevinç bizleri apayrı bir sevince sevketti. Gazzeli kardeşlerimizin üzerlerine bombalar yağdığı bir sırada, bu eylemden dolayı sevinç tekbirleri getirmeleri, kendi aralarında sürekli bu eylemi konuşup takdir etmeleri, İslami direniş önderliğinin ise bu eylemi selamlayarak bu eylemin kendileri için büyük bir moral ve güç kaynağı olduğunu ifade etmeleri kardeşlik sorumluluğmuzun gereğini bir nebze olsun yerine getirmiş olmanın mutluluğunu yaşattı bizlere...

Bu vesileyle bu kuşatma eylemine katılan başta bacılarımız ve annelerimiz olmak üzere, bütün kardeşlerimize selamlarımızı sunuyor, Allah Subhanehu ve Teala'dan bu salih amellerini kendi katında makbul kılmasını ve yüksek derecelere ulaştırmasını niyaz ediyoruz...

Acaba gerçekleştirilen bu kuşatma eylemi siyonistler nezdinde de etkisini gösterip amacına ulaşmış mıydı?

Burada açıkça ifade etmek gerekir ki, bu eylem ile amaçlanan temel hedef, siyonistlerde "kuşatılma sendromunu yaşatmak"tı. Çünkü Rabbimizin Kur'an'da da buyurduğu üzere, yahudiler korkak tiynetli varlıklardır ve onlar için en büyük felaket "güvenliksizlik"tir. Bizim amacımız da bu sendromu iliklerine kadar yahudi teröristlerine yaşatmaktı…

Elhamdülillah, meselenin bu noktasının da amacına ulaştığını gördük. Uluslar arası siyonist örgütlerin Başbakan Tayyib Erdoğan'a gönderdikleri mektupta da okuduğumuz üzere, siyonist konsolosluğa yönelik abluka eylemimiz siyonistler üzerinde bir "kuşatılma" baskısı ve sendromu oluşturmuştu. Öyle ki, kendilerini Türkiye'de kuşatılmış hissettiklerini vurgulayan bu yahudi lobisi Türkiye hükümeti'ne "gereği yapılmalı" gibi küstahça uyarı ve tehditlerde de bulunuyordu. Yani hükümete bizlerin durdurulması ve cezalandırılması gerektiğini ima eden talimatlar veriyorlardı…

Aslında bu tehdit ve talimatlar sadece hükümete değil, aynı zamanda bir takım merkezlere ve odaklara da "emir" anlamına geliyordu...

Nitekim bu emrin işaretlerini de şimdiden görmeye başladık...

Yine yıldırma, yine sindirme, yine korkutma senaryosu…

Biz de onlara deriz ki:

Kininizle geberin..! Elinizden geleni ardına koymayın..! Bizi korkutacağınızı ve yıldıracağınızı sanmayın: Bizler Kudüs yollarında, Kudüs koğuşlarında büyüdük; Özgür Kudüs'e ulaşıncaya kadar siyonizme karşı mücadeleden dönmeyeceğimize dair şehidlerimizin kanı üzerine Rabbimize söz verdik… Başımıza ne gelecekse varsın bu yolda gelsin! İster eza, ister cefa, isterse ölüm gelsin… Hoş gelsin sefa gelsin..!

Bakınız, bu terörist yahudi örgütleri bir taraftan "anti-semitizm" gibi safsataları ileri sürüp bizler hakkında "yahudi düşmanlığı" yaptığımızı iddia ederlerken, diğer taraftan da, çoğunluğu çocuk ve kadın olan 1500 Filistinli kardeşimizi tonlarca bomba ile katledip binlercesini de yaralayan siyonist İsrail rejiminin gerçekleştirdiği soykırımı  haklı görüyorlar. Bu yahudi örgütlerinin isimlerinin başında "siyonist" değil "yahudi" yazıyor; yani başta Amerika olmak üzere dünya çapındaki yahudi topluluklarını temsil ediyorlar. Ondan sonra kalkıp bize "yahudi düşmanlığı yapmayın" diyorlar. Bizler de onlara diyoruz ki, "Siz İslam ve müslüman düşmanlığından vaz geçtiğiniz zaman bizim size bir düşmanlığımız olmaz. Ama siz bundan hiç vaz geçmediniz. Sadece 60 yıldır değil, yüzyıllar boyu hiç vaz geçmediniz. Sizler peygamber katilleri mücrim ve canilersiniz. Azgın ve bağilersiniz. Hain ve müfsidlersiniz"

Bizler birilerinin ırki kökenine bakarak değil, kimliğine, misyonuna ve ugyulamalarına bakarak onları tanımlar ve ona göre tavır takınırız. Kim siyonist, kim yahudi, bunu neye göre ayıracağız? Siyonistlerin gerçekleştirdiği soykırıma en küçük bir itirazı olmayan, buna karşı çıkmayan, bu katliamları kınamaya bile yaklaşmayan bu yahudiler, bize göre işlenen katliam ve cinayetlerin doğrudan suç ortağı durumundadır. Onların soylarına soplarına değil insanlık dışı bu ihanetlerine karşı hasım oluyoruz. Şimdi sözkonusu yahudi lobileri, yöneticileri ve temsil ettikleri topluluklar, yaptıkları bu açıklama ile katil ve terörist olduklarını açıkça ortaya koymuyorlar mı? Siyonist rejimin sponsor ve finansörleri, Gazze'ye bomba yağdırma emrini veren Olmert ve Barak'lardan hiçbir farkı yoktur…

Bizler bu yahudilere hasım olmayacağız da, başka kime hasım olacağız..!

"Müslümanlar yahudi düşmanı mı değil mi?" sorusuna cevap verirken, öncelikle bu yahudilerin siyonist saldırganlık ve katliamlardan ne kadar beri olduklarını belirlememiz gerekmez mi? Onlar kendi taraflarını açıkça belirtiyorlar, mademki siyonist katillerin yanında saf tutuyorlar, o halde İslam Ümmeti'nin hışmından da kurtulamayacaklardır..!

Devam edecek...


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] Haber7 Editörü ve Yazarı İnadına Yahudi Ürünleri Alacakmış

Haber7.com yazarı ve editörü Yaşar İliksiz, yayınladığı son yazısıyla, boykot çağrılarına karşı inadına Yahudi ürünleri alacağını ilan etti

Haber7.com yazarı ve editörü Yaşar İliksiz, yayınladığı son yazısıyla, boykot çağrılarına karşı inadına Yahudi ürünleri alacağını ilan etti. İşte o yazı:

Kadıköy'de seyyar tezgah açan arkadaşımı ziyarete gittiğimde görmüştüm onu. Gerçek adı neydi bilmiyorum. Ama herkes Mari Abla diyordu ona....

Kıçında yırtık pırtık kot pantolon ve sırtında renkli tişört vardı. Sarı saçlarını kuyruk yapmıştı ve arkadan görünüşü genç bir kızı andırıyordu ama yaptığı ağır makyaja rağmen yüzünden en az 55-60 yaşında olduğu rahatlıkla anlaşılıyordu. Başındaki mavi şapkanın üzerinde MOSSAD yazıyordu... Akli melekesi yerinde miydi, değil miydi karar veremedim. Ama oldukça güleryüzlüydü ve yaşam sevincini hiç yitirmediği gözlerinden okunuyordu. Esnaf da onu güleryüzle selamlıyor ve sıcak selamını karşılıksız bırakmıyordu. ... Yoksulmuş. Yalnız yaşıyormuş. Kendisininmiş evi ve bir Yahudi cemiyetinden aylık olarak aldığını söylediği 250-300 YTL ile devam ettiriyormuş hayatını...

Anlaşılan o ki bu vahşi kapitalizm ortamında ona insan olduğunu hissettiren ve kimlik kazandıran tek güce minnetarlığını ifade etmek için takıyordu o şapkayı...

Türk topraklarında doğan, Türkiye Cumhuriyeti nüfus kağıdı taşımasından dolayı resmi makamlarca Türk olarak tasnif edilen ama gayrı resmi bazı makamlarca 'azınlık' olarak aşağılanan zavallı Mari'ye açılan tek kucağın neden bir Yahudi örgütü olduğunu düşünmekte yarar var...

Çoğu kimse Yahudilerin ve Ermenilerin genelde varlıklı olduğuna ve servetini İsrail ile Ermenistan'ın bekası için feda ettiğine inanıyor... Oysa benim 40 yılı aşkın ömrüm boyunca tanıdığım yoksul Ermeni ve Yahudi sayısı zengin Ermeni ve Yahudi sayısından kat be kat fazlaydı.

Bir çiçek dalını çelikleyerek dikeceğim zaman altını bıçakla çenterek dörte ayırır ve arasına buğday koyarım. Bu yöntemi Galata'da sürekli plak aldığım bir Ermeni amcadan öğrenmiştim yıllar önce.

Küçücük bir dükkanda Long Play ve 45'lik plaklar arasında müzik aleminin dışında konuştuğumuz tek konu bir Ortanca'nın nasıl çeliklenebileceği olmuştu uzun yıllar boyunca. Siyaset konuşmazdı, özel hayatını hiç anlatmazdı. Kirayı ödeyemez hale geldiği günlerde ceketini alıp onuruyla çıktı dükkandan ve bir müddet dükkanın önündeki kaldırımda plak satarak yaşama tutunmayı sürdürdü. Sonra sesiz sedasız çekildi dünyamızdan... Gözlerim İstiklal Caddesinden Galata Kulesine her inişimde onu arıyor hâlâ...

Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u kuşattığında saflarında Ermeniler de vardı. Yahudileri İstanbul'a davet eden de aynı oydu. Müslümanların o günkü Cihat aşkı bugünkünden daha mı azdı? O gün ile bugün arasındaki fark nedir? Onlar mı değişti, biz mi değiştik? Şüphesiz aslında her iki taraf da çok değişti.... Ama değişmeyen tek şey var: İslam dini. Ve Müslümanım diyen her devirde insanlığa daha yakın taraf olmaya mecbur...

Sergilediği vahşetlerle, bugünkü ve kuruluşundan bu yana sergilediği vahşetle İsrail devletinin yönetim kadrolarına insan diyebilmem mümkün değil. Ama bu o topraklarda insanların yaşamadığı anlamına gelmiyor ve hatta bir gün o de insanların hakimiyetine geçeceğine inanmama engel değil...

Ermeni çetelerin sergilediği vahşeti, Türk köylülerini çoluk, çocuk demeden katlettiğini bilmemek bu cografyanın gerçeklerini inkar etmek demektir... Ama her fısatta sapla samanı karıştırarak prim yapmayı ihmal etmeyen genellemeci mantığın kurbanı olacak kadar da saf değilim...

Ne farkımız var genellemeci gözle bakıldığında "Türkler Ermenilere soykırım uyguladı" diyenlerden. Büyük resmin küçük bir detayını resmin kendisi gibi gösterenler hiç kuşku yok ki o parçadan nemalanan adaletsizlerdir. Peki bunun kime ne faydası var? Gerçekleri gizlemek en büyük zulüm değil mi?

Tabi ki İsrail'in yönetim kadrosuna maddi destek sağladığı bilinen şirketlerden alış veriş yapmak Filistin'de yaşanan katliama ortak olmaktır. Tabi ki "Ermeni soykırımı" dünyaya kabul ettirmek için çaba sarf eden Ermeni şirketlerine katkı sağlamak ahmaklıktır. Ama...

İşin bir de ama kısmı var be kardeşim... Siyonistlere para kaptırmayalım derken namuslu Yahudi vatandaşlarımızı açlığa mahkum etmek hangi Müslümanın vicdanına sığıyor?

Filistin'e yardım edenler listesindeki Yahudileri neden yok sayıyoruz? Gücünü abarta abarta bitiremedikleri Siyonistlerin korkusundan dolayı o listeye ismini yazdıramayan Türklerden daha üstün değil mi o Yahudiler ve Ermeniler. İsim vermeden yardım eden vicdanlı Yahudi ve Ermenileri nereye kadar yok sayacağız? Günlerin sonunda mizan kurulduğunda onlar da bizden haklarını almayacaklar mı?

Parasını ve canını önemseyen uyanık Türklerin, Siyonistlerin hedefinde olmamak için adını yazdırmadığı listeye Yahudi vatandaşlarımızın adını yazdıracak cesareti sergilemesini hangi mantığa hizmetle bekliyorsunuz?

Öldürüleceğini bile bile Hrant Dink'i koruyamayanların onları koruyabileceğine mi inanıyorsunuz?

Cihat özlemiyle yanıp tutuşurken, Harici mantığıyla cihadın özüne ihanet edenlerin bir kez daha hatırlamalarında yarar var: En faziletli Cihat, nefse karsi verilen cihattır ve en büyük ibadet tefekkürdür.

Bugüne kadar, Yahudi düşmanı gibi görünen ve Siyonizme sövenlerin şu süreçte İsrail'i kınamak yerine Filistin'de barış için... edebiyatının arkasında saklandığını kaç kişi fark edebildi?

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] Erdoğan, Dünyanın Gözleri Önünde Siyonistleri Rezil Etti

Erdoğan'ın Davos'taki çıkışı İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad tarafından da takdir edildi.

31/01/2009

Erdoğan'ın Davos'taki çıkışı İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad tarafından da takdir edildi.

Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Gazze'de işlenen katliamları meşru göstermeye çalışan İsrail Cumhurbaşkanı Shimon Peres'e karşı Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta gösterdiği tepkiyi takdir ettiğini söyledi, teşekkürlerini sundu.

Ahmedinejad, Erdoğan'ın gösterdiği tepkinin "değerli bir ölçü" olduğunu ifade eden Ahmedinejad, Erdoğan'ın Türkiye ve tüm dünya halklarının vicdanı olduğunu belirtti "Erdoğan'ın adımı, dünyanın gözleri önünde Siyonistleri rezil etmiştir" dedi.

İran Uzmanlar Meclisi ve Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Başkanı Ayetullah Ali Ekber Haşimi Rafsancani ve Dışişleri Bakanı Menuçehr Muttaki de Erdoğan'ın duruşunu takdir etmişlerdi.

isra haber

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] Şoke eden iddia! 'CHP'li Kılıç PKK'lı' Video

Ülke TV'de Sıradışı programında Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alman vakıfları ve PKK ilişkisine dair Türkiye'yi sarsacak belgeler açıklandı.

Bir dönem Alman Emniyeti'nde de görev yapan Araştırmacı yazar Talip Doğan Karlıbel geçtiğimiz günlerde Ülke TV'de yayınlanan Sıradışı programına katılarak Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili şok iddialarda bulunmuştu.

Karlıbel, CHP Grup Başkanevekili Kılıçdaroğlu'nun Almanya'da iki uyuşturucu kaçakçısı PKK'lı ile genelev tarzı çalışan ünlü bir sahunaya gittiğini ve çıkışta da polis kontrolüne takıldığını savunmuştu. Dahası Kılıçdaroğlu'nun yanında iki kanun kaçağının yanı sıra CHP'li hemşehrisi Ali Kılıç da vardı.

OLAY PROGRAMIN VİDEOSU İÇİN TIKLAYIN>>>

 

Karlıbel bu gece Turgay Güler'in sunduğu Sıradışı programına katılarak ve Frankfurt polisinin Kılıçdaroğlu ve yanındaki PKK'lıların takıldığı bu denetimin tutanaklarını açıkladı. Karlıbel ayrıca CHP'li Ali Kılıç'ın Alman Vakıfları'ndan aldığı para yardımının da banko dekontlarını ortaya koydu.

CHP'li Kılıç, Türkiye aleyhtarı faaliyetleriyle bilinen söz konusu Alman Vakıfları'ndan yardım aldığı ile ilgili iddiaları yalanlamıştı. Turgay Güler, hem Kılıçdaroğlu'na, hem de Kılıç'a söz konusu iddia ve belgeler için program davetinde bulundu. Kılıçdaroğlu, bir süre önce hakkındaki iddialara cevap vermek için Sıradışı programına katılmak istediğin söylemiş, bunun için yapılan programa da son anda gelmemişti.

Sıradışı'nın konuğu Karlıbel, elindeki belgeleri tek tek açılmaya başladı. Karlıbel'in ilk açıklaması Kemal Kılıçdaroğlu'nun sağkolu Ali Kılıç'la ilgili oldu. Kemal Kılıçdaroğlu, Ali Kılıç yanlarında 2 PKK'lı ile birlikte bir saunaya gidiyorlar ve sauna çıkışında da Alman polisine yakalanmışlardı.

Polisin durdurduğu araçta  tespit edilen Nevzat Rıdvan, Mustafa Güler isimli, Osman Tekin, ve Hilmi Kaya isimli polisleri öldüren şahıslardır. 80 öncesi cinayetlerle ilgili yaptığımız çalışmada bu isimleri tespit ettik.  Bu zabıt emniyet müdürlüğünün yaptığı kontrolde aracın arka lambası yanmıyordu. Trafik kontrolü yapan ekip, takibi yapan ekibin aracının önüne geçerek bu aracı durdurmuş ve bu kaydı almıştır. İstanbul'da fiziki takip olduğunda tüm polisler bunu bilmez sadece o bölüme bakan ekip bilir.  80 öncesi çok fazla cinayet işlendi. Bu iki kişinin takip edilmesinin sebebi üst düzey uyuşturucu bağlantılı kişiler oldukları içindir.  Polisin en büyük özelliği iş üzerinde baskını gerçekleştirmek için takip yapıyordu.

Ali Kılıç'ın kendisi PKK'lıdır. CHP MYK üyesi PKK sempetizanı ve PKK'lıdır. Mahmut Yılmaz,  PKK'nın Almanya'da üst düzey yöneticisidir.  Bu kişi yüzlerce kişiyi sokağa dökerek bu kişinin Türkiye'ye teslimine engel olmuştur. Ali Kılıç'ın yanında Mahmut Yılmaz kaçak olarak çalışmıştır, bu da tespit edilmiştir. Bununla ilgili belge de mevcuttur.

Mahmut Yılmaz'ın Türkiye'ye sürülmemesi, Türkiye'ye gittiği takdirde işkence göreceği iddiasıyla Türkiye'yi jurnalledi. Ben burda savcıları göreve çağırıyorum. Bu iddia ve belgeler hakkında soruşturma açabilir. Ali Kılıç çift pasaportludur. Kılıç'la ilgili bir soruşturma açılması hakkında bu kişi Türkiye'ye gelemez çünkü yargılanması hakkında çok ciddi cezalar alması kaçınılmazdır.

Ali Kılıç, Mahmut Yılmaz'ın işlediği suçları bilmemesi mümkün değil, Hamburg'taki Tunceli ile ilgili derneğin temsilcileri Ali Kılıç'la ilişkileri vardır. Ali Kılıç, bu kişi ile ilgili tüm faaliyetleri kayından biliyor. Almanya'da Türk emniyete karşı büyük bir karartma faaliyeti yapmışlardır. Emniyete karşı karartmada Bayram Meral'in de büyük katkısı var. Mahmut Yılmaz'ın Türkiye'ye gönderilmemesi yönünde propaganda yapan 30 derneğin 5 tanesinde Ali Kılıç aynı zamanda başkan durumunda.

Haber7.com


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] BEBEK KATİLİ İSRAİL'E SİLAH PARASI BİZDEN OLMASIN, 198.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

 

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 198.hafta basın açıklamasının konusu yine Filistin'di.İzmit Sabri Yalım Parkında  31 Ocak 2009 günü saat 12.30'da Platform adına açıklama yapan Halil Demir, aşağıdaki metni okudu.Başbakanının Davaosta İsrail Cumhurbaşkanı Perezin yüzüne "bebek katili "olduklarının vurulması,  açıklama ve pankartlarla desteklendi.Fakat bunun  yeterli olmadığına değinilerek, başbakandan Bebek katilleri ile tüm anlaşmaların sona erdirilmesi istendi.Hazırlanan mizansende yerde 6 tane Filistinli kefenlenmiş bebek maketi ve ilk üç tanenin üst kısmında:"TÜRKİYE İSRAİL ARASI ASKERİ VE TİCARİ TÜM ANLAŞMALAR İPTAL EDİLSİN" yazısı,  ara kısımda "BEBEK KATİLLERİNE SİLAH PARASI BİZDEN OLMASIN" yazısı yer aldı.Daha sonra yine üç bebek kefenin bulunduğu kısmın altında da "KATİL İSRAİLE PARAMIZI AKITARAK KATLİAMA ORTAK OLMAK İSTEMİYORUZ" yazısı yer aldı.Kocaeli Gönüllü Teşekkülleri adına  konuşan dönem sözcüsü Harun Yaşar Aliş'te bir konuşma yaparak başbakanının Davos'ta yaptığı çıkışa destek verdiklerini söyledi.Filistin için Türkiye'yi bisikleti ile dolaşan Niyazi Kıyak'ta bir konuşma yaparak Başbakanının halkın hissiyatına tercüman olduğunu söyledi.

 

MEDYA İÇİN KISA ÖZET: Perşembe günü Davos da çok önemli bir olay yaşandı. İsrail'e yaptığı soykırımın haklılığını ! dakikalarca anlatma imkanı verilirken, Türkiye başbakanına,bu soykırıma tepkisini ifade etmesine, el hareketleriyle engel olunmaya kalkışıldı. Bu başbakanın şahsında tüm Türkiye'ye yapılmış bir hakaretti, gösterilen tepkinin sonuna kadar arkasındayız. Başbakan dik durdukça da arkasında olacağız.

Başbakanın Siyonist rejime gösterdiği tepki 80 senelik tarihimizde görülmemiş bir tepkidir, bu tavrını takdirle karşılıyoruz. Fakat biliyoruz ki Türkiye İsrail arasında 4 Milyar dolar olan ve İsrail tarafından 5 Milyar dolara çıkartılması hedeflenen ticaret hacmi sonunda, Terörist İsrail devletine akan paralar, Filistinli Müslüman kardeşlerimize silah ve bomba olarak dönmektedir. Biz bu masum insanların katliamına, vergilerimizle, paralarımızla ortak olmak istemiyoruz. Bir anlık heyecanlanıp sokaklara döküleceğiz, sonra yine masum insanları katletsin diye milyarlarca dolar paramız İsrail'e mi akacak ? Başbakana sesleniyoruz, "bebek katili" dediğiniz İsrail'e her türlü para akışını kesin, yoksa bizleri de paralarımızla bu katliama ortak etmiş olursunuz. İnsan hayatı para ile ölçülmez, Filistin için yapılan yardım programlarında halkımız bu mazlumlar için evlerini, sahip oldukları küçük büyük şeyleri, her şeylerini bağışladılar. Biz halk olarak bunun bedeli neyse ödemeye razıyız ama bizim paralarımızla bebeklerin ve Filistinli Müslümanların katledilmesine asla ve asla razı değiliz.

BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ:

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 198.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

          Değerli halkımız ve basın mensupları 198.hafta basın açıklamamıza hoş geldiniz. Bu meydan dan yıllardır başörtüsüne özgürlük için basın açıklaması yaparken, yer yüzünde zulüm altında inleyen toprakları unutmadık ve onlara da sahip çıktık. Haftalardır yine bu meydanda Filistin halkına uygulanan barbarlığa karşı basın açıklaması yapıyoruz. Filistin'de yaşanan katliam ve soykırım, bize kendi derdimizi unutturdu, masum insanların, bebeklerin katledildiği bir zamanda ebetteki onlara yapılan zulmü dile getirmek, kendi başörtüsüne özgürlük sorunumuz kadar önemliydi. Türkiye'de oluşan tepki dalgasıyla burası da adeta bir Filistin platformu oldu ve 2009 yılını Filistinli  mazlumlarla dayanışma yılı ilan ettik. 

Perşembe günü Davos da çok önemli bir olay yaşandı. İsrail'e yaptığı soykırımın haklılığını ! dakikalarca anlatma imkanı verilirken, Türkiye başbakanına,bu soykırıma tepkisini ifade etmesine, el hareketleriyle engel olunmaya kalkışıldı. Bu başbakanın şahsında tüm Türkiye'ye yapılmış bir hakaretti, gösterilen tepkinin sonuna kadar arkasındayız. Başbakan dik durdukça da arkasında olacağız.

Ortadoğu'da Tüm Arap ülkeleri ve Devlet Başkanları İsrail'in pervasızlığı karşısında sus pus olurken Başbakan nezdinde mazlum Filistin halkına sahip çıkılmasını takdirle karşılıyoruz. Türkiye'den Siyonist İsrail işbirlikçilerinden, oligarşiden bir takım çatlak sesler çıksa da  halkın, sokaklara dökülmesi verilecek en güzel cevaptı. Bu Siyonist  terör devleti İsrail'e birilerinin çıkıp dersini vermesi, yaptığı katliamların hesabını sorması gerekiyordu. Sonuçta Türkiye Başbakanı tarafından Davos'ta  Perez'in suratına da bebek katili olduğu tüm dünyanın gözü önünde söylendi. Kocaeli MAZLUMDER Şubesi olarak ta, İsrail'in işlediği soykırım ve savaş suçlarının Türkiye vasıtasıyla uluslar arası mahkemelere taşınması için Kocaeli adliyesinde suç duyurusunda bulunduk ve bunun takipçisi olacağız. 

Başbakanın Siyonist rejime gösterdiği tepki 80 senelik tarihimizde görülmemiş bir tepkidir, bu tavrını takdirle karşılıyoruz. Fakat biliyoruz ki Türkiye İsrail arasında 4 Milyar dolar olan ve İsrail tarafından 5 Milyar dolara çıkartılması hedeflenen ticaret hacmi sonunda, Terörist İsrail devletine akan paralar, Filistinli Müslüman kardeşlerimize silah ve bomba olarak dönmektedir. Biz bu masum insanların katliamına, vergilerimizle, paralarımızla ortak olmak istemiyoruz. Bir anlık heyecanlanıp sokaklara döküleceğiz, sonra yine masum insanları katletsin diye milyarlarca dolar paramız İsrail'e mi akacak ? Başbakana sesleniyoruz, "bebek katili" dediğiniz İsrail'e her türlü para akışını kesin, yoksa bizleri de paralarımızla bu katliama ortak etmiş olursunuz. İnsan hayatı para ile ölçülmez, Filistin için yapılan yardım programlarında halkımız bu mazlumlar için evlerini, sahip oldukları küçük büyük şeyleri, her şeylerini bağışladılar. Biz halk olarak bunun bedeli neyse ödemeye razıyız ama bizim paralarımızla bebeklerin ve Filistinli Müslümanların katledilmesine asla ve asla razı değiliz.

Bizler bir insan hakları örgütü olarak gösterilen her türlü onurlu ve dik duruşun destekçisi olduk ve her türlü kaypak iki yüzlü politikanın da  karşısında olduk bugüne kadar, bundan sonrada olmaya devam edeceğiz.

Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyoruz.

 

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU Adına
MAZLUMDER Kocaeli Şubesi Üyesi Halil DEMİR

--
DİKKAT:Bu maili gruba üye olduğunuz için aldınız. Bu mail mazlumderkocael4@gmail.com adresinden direk olarak size gelmedi.
BU MAİLİN SİZE RAHATSIZLIK VERDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORSANIZ,
Bağlı olduğunuz grubun üyeliğine son vermeniz gerekmektedir.
Bunun için, mailin altında, Bu gruba "üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: xxxxxxx-unsubscribe@googlegroups.com " ya da, Abonelik iptali için bu adrese mail atabilirsiniz xxxxxxx-unsubscribe@yahoogroups.com" ikazlarındaki mail adreslerine boş bir mesaj atarak  grup aboneliğinize son vermeniz gerekmektedir.

MAZLUMDER KOCAELİ ŞUBESİ
Tepecik Mah. Yavuz Sok. Afyonoğlu Kardeşler İş Hanı Kat: 4
e-mail: mazlumderkocaeli@gmail.com
Tel: 0262 322 16 29
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] Onur Öymen: Perese Sen Diye Hitap Edemezsin!

Başbakan Erdoğan'ın Siyonist İsrail Cumhurbaşkanı'na haddini bildirmesi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'i rahatsız etti

31/01/2009

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in, bazı televizyon kanallarında canlı yayına bağlanarak Başbakan Erdoğan için, sanki bir İsrail yetkilisi gibi "Peres'e 'Sen' diye hitap edemezsiniz" demesi, "Yahudi ağzıyla konuşmak" olarak yorumlandı.

ÖYMEN: "PERES'E 'SEN' DİYE HİTAP EDEMEZSİN
CHP'li Öymen, "Ama gidip terörist Hamas'ı savunursanız, Türkiye'yi dünyada 5 paralık edersiniz." derken, sanki bir İsrail yetkilisi gibi "Sayın Peres'e 'Sen' diye hitap edemezsiniz." sözleri dikkat çekti. "Uluslarası ilişkide böyle bir üslup yok. Sayın başbakan çok yanlış yaptı" diyen Öymen, "Aslında modern dünyada Davos değil Erdoğan bitmiştir." ifadesini kullandı.

ÖYMEN'E GÖRE HAMAS'IN PKK'DAN FARKI YOKMUŞ
Filistin halkının temsilcisi olan Hamas'ı PKK terör örgütüyle aynı statüde olduğunu iddia eden Öymen, "Şimdi siz Filistin halkının çektiği ızdırapları dile getirirseniz herkes sizi alkışlar, ama siz Hamas'ı savunuyor ve bunların sözcülüğüne savunuyorsunuz. İnanılır gibi değil. Tamamen cihad fikri ile konuşuyor." şeklinde konuştu.

ÖYMEN ADETA TEHDİT ETTİ. "TÜRKİYE'YE PAHALIYA MAL OLUR"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in, Siyonist savunucularının kullandığı ifadelere benzer ifadeler kullanması dikkat çekti. "Aslında modern dünyada Davos değil Erdoğan bitmiştir. Bütün Arap ülkeleri Hamas'a tepki gösteriyor. İsrail'in insanlık dışı saldırıları ayrı bir iş. Ama gidip terörist Hamas'ı savunursanız, Türkiye'yi dünyada 5 paralık edersiniz. Peres'e 'Sen' diye hitap edemezsiniz. Uluslarası ilişkide böyle bir üslup yok. Sayın başbakan çok yanlış yaptı." demesi, "Öymen kimi savunuyor, kimi tehdit ediyor" sorularına neden oldu



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] KURTLAR SOFRASINDA KRİZ

                                           

       Güncel olaylar yazı serisi                                          Nevzat Laleli                nevzatlaleli@gmail.com

       Her yıl ocak ayının son haftasında İsviçre'nin dağlık Davos şehrinde Dünyayı paylaşan ve sömüren küresel zenginler hem toplanır çeşitli konu alış verişinde bulunurlar ve hem de bir yıl yaptıkları çalışmanın(!) yorgunluğunu atarlar. Bu toplantıların adını "Ekonomik forum" olarak koymuşlar. Ancak arka planda neler görüşülür neler konuşulur bu pek belli değildir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye'yi Başbakanlık düzeyinde Başbakan Sayın Erdoğan temsil etmektedir.

       Televizyonların bildirdiğine göre Sayın Erdoğan geceliği, 5000 euro olan bir otelde eşi ile birlikte en az üç gece kalacaktır.

       Toplantıya katılanlar, ABD ve İsrail yetkilileri başta olmak üzere bütün Batı ülkelerinin temsilcileridir. Tabii bir de Türkiye gibi Müslüman bir ülkenin Başbakanı… Arap Birliği genel sekreteri ve Birleşmiş milletler genel sekreterini de buna ilave etmemiz lazımdır.

       Görüleceği gibi toplantı, tam bir "kurtlar sofrasıdır"

       Hemen not düşmemiz gereken bir önemli husus ise bu toplantıda Ahmed-i Necat (İran) bulunmamaktadır.

       Ahmed-i Necat, toplantının davet edilen üyelerini, toplantı icra programını, ikili ve üçlü görüşmeler programlarını görerek, baştan bu toplantıya katılmama kararı almış ve bunu toplantı organizatörüne bildirmiştir.

       YAŞANAN TATSIZLIKLAR

       Bu dönem aynı zamanda İsrail'in Filistin'in Gazze kentinde ilkinde 23 gün geceli gündüzlü yüzlercesi çocuk ve kadın olmak üzere binlerce Müslüman Filistinliği katletmesinin hemen arkasına rastlamasıdır.

       Bunun manası her ne kadar program yapılmış olursa olsun Davos'ta, Gazze katliamı mutlaka gündeme gelecektir. ABD başta olmak üzere bütün Batı âleminin (yöneticiler) "çanak tuttuğu" bu katliamların konuşulmasında alınan neticeler Batılılara tatlı bir anı olsa da halkı Müslüman olan ve bütün ülkenin yer yer gösterilerle kaynadığı (Saadet Partisi İstanbul Çağlayandaki mitingini 2 milyon insanla yapmıştı) Türkiye için tatsızlıklarla doludur. Zira iki ay sonra ülkemizde seçim vardır.

       Nitekim Gazze konulu Davos toplantısında konuşan İsrail devlet Başkanı Perez (2008 in ortalarında Türkiye'ye yaptığı ziyaretinde TBMM de konuşturulmuş ve milletvekilleri tarafında ayakta alkışlanmıştı) yaptıkları zulümleri 25 dakika yaptığı konuşmada savunmuş ve güya yaptığı katliamının bahanelerini sıralamıştı. Konuşma sırası Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan'a gelmiştir.

       BİR BAŞKA TATSIZLIK

       Tabii Perez Davos konuşmasını yaparken mekân ve zaman hatası yapmış olmalı ki burada da (Türkiye'de olduğu gibi) ayakta alkışlanacağını zannederken hiç ummadığı bir tavırla, Sayın Erdoğan'ın sert sözleriyle karşılaşmıştır.

       Erdoğan İsrail'in insanları öldürmede mahir olduğu söylerken konuşması henüz 12 dakikayı bulmuştu ki oturumun yöneticisi tarafından sözü kesilmeye çalışıldı.

       O ise daha açıklayacağı şeyler olduğundan ve İsrail'e verilen 25 dakikalık bir konuşma hakkının kendisine verilmemesinden sinirlenerek, "Benim için Davos bitmiştir" diyerek oturumu terk etti. Bir daha da Davos toplantılarına katılmayacağını basın mensuplarına deklere etti.

       NELER YAPILMALIYDI

       Erdoğan'ın bu tavrını bütün kalbimizle desteklerken, bu tavrın bir inikâsı (yansıması) olarak İsrail'le kurulmuş olan ticari ve askeri bağlantıların kesilmesi kendisinden istenince "Bekâra avrat boşamak kolay" diyerek talebi geri çevirmemeliydi…

       Konya'da eğitilen "İsrail uçaklarına Konya semaları kapatılsın" dendiğinde duymazlıktan gelmemeliydi…

       Gazze katliamları hızla sürerken Veneziola'nın İsrail büyük elçisini vatanlarından kovduğu gibi Türkiye'de İsrail Büyükelçisini Türkiye'den çıkarmalıydı…

       İsraili tel'in mitingleri bütün hızıyla sürerken bizim İsrail'deki Büyükelçimizi Ankara'ya çağırmalıydı…

       Yeni uçak ve tank modernizasyonları ile Harran ovası sulama ihaleleri İsrailli firmalara verilmemeliydi…

       Değil mi?

       Belki de Sayın Başbakan o meşhur Davos dönüşü ve o malum sert çıkışının hızıyla ayağının tozunu silmeden yukarıda belirttiğimiz işler ile benzeri işlerin kararını alacaktır.

       Bekleyelim ve görelim bakalım. 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

30 Ocak 2009 Cuma

[İslami Eğitim Şart!] Doğan Tufan : Başbakan Davosta tarih yazdı.

Doğan Tufan : Başbakan Davosta tarih yazdı.
Doğan TUFAN
Dünya'nin gözü bir anda bizim üzerimize döndü. Bütün dünya bizi izledi.Ben başbakanımızla gurur duydum,başımı yukarı kaldırdım. Bu bizim millet olarak dik duruşumuz olarak algıladım.
Gazze panelinde konuşan Erdoğan' ı bir kaç defa dinleme imkanım oldu.Konuşması insanı olarak gerçekleri ifade ediyordu.Sözlerinde, İsrail halkına bir hakaret yoktu. Barışın tesindeki rolünü ve İsrail hükümetinin iyi niyetli olmadığını, üç hafta binlerce sivil kadın, erkek , çocuk ,bebek demeden öldürdügünü, birleşmişmilletler Okulunu ,binalarını,camileri,hastahaneleri yerle bir ettiğini sıcağı,sıcağına tekrar vurguladı.
Doğru söze ne denir.
Konuşan Türkiye başbakanı kendi gözüyle bakıyor,dünyaya haykırıyordu.
Bu zulüm, bitmeli, bu insanlık dışı olaylara seyirci kalınmamalı.
İsrail Cumhurbaşkanı, konuşmasında hitabet ve vücut diliyle ,başbakanımıza dönerek , alaylı, bakışlarla,sen karışma,sen oraları bilmessin?



Der neue Messenger 2009 ist da! Kostenlos downloaden!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] AKP yalakası yazı

AKP yalakası yazı

Obama, seçim kampanyası esnasında çok önemli bir kaç kelime sarf etti. "Fear politics is over" dedi. "Amerika'da korku siyasetini bitiriyorum" dedi. Obama'nın en önemli misyonu budur. Obama'nın sağlamasını bu cümle üzerinden yapmak gerekiyor. Obama'nın hakiki imtihanı budur. Obama'dan bundan daha fazlasını beklemek 'saflık' olur. Daha azına razı olmak da, tabir caizse hıyarlığın daniskası.

Bu cümle tarihî bir cümledir. Tıpkı aşağı yukarı aynı zamanlarda Tayyip Erdoğan'ın sarf ettiği "Türkiye artık dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke değildir" cümlesi gibi. Dev devrimci ruhlar böyle şeylere önem vermeyebilir, ama benim gibi cüce dilenci ruhlar için böyle çıkışlar çok önemlidir.

Obama'nın kullandığı kelime 'fear politics' di. Yani, 'korku siyaseti'. Bu kelimeler bizim sıradan insanımız için nasıl bir perde yüksekten bir anlatımsa, Amerikan halkı için de öyledir. Bu, Amerikan halkına yönelik bir popüler siyaset cümlesi değildi. Obama bu mesajı aslında bütün dünya politikacılarına veriyordu. Anlayana... Neocon'lara elveda diyordu.

Amerika'da 'korku siyaseti' ve neocon'luk siyasi iletişim düzleminde bir ve aynı şeydir. Korku siyasetinin Amerika'daki mimarları neocon'lardır. Bunun için uzun yıllar çalışmışlardır. Türkiye'deki 'korku siyaseti'nin mimarı Ergenekon gibi, onların da bir karanlık, bir de merkezî, itibarlı yüzü vardır. Onların tek farkı, korku siyasetini artık uzun süredir 'mecburen' yalnızca dış politikayla sınırlamalarıdır.

Maşallah Türkiye'de, korku siyasetini yalnızca dış politikada değil, aynı zamanda, içeride, sağda, solda, aşağıda, yukarıda, her yerde büyük bir azimle yürüten merkez medyamız var. Korku siyasetini yalnızca dış politikada yürütselerdi, onlara da, neocon, yani 'yeni muhafazakârlar' diyip 'medeni' bir tanımlamayla geçiştirebilirdik. Ki ben bile, böyle iyi niyetli bir girişimde bulundum. (Modern muhafazakârlar diye bir yazı yazdım)

Ama korkuyu mümkün olan bütün bir espasa zehir gibi yaydıkları için onlara 'Yeni Gericiler', 'Yeni İrticacılar', 'Laik İrticacılar' demek daha doğru.

Bu Yeni İrticacılar'ın Ergenekon'la organik bağları ne kadar kuvvetlidir bilemem, ama, Ergenekon'a kesintisiz yaptıkları ideolojik servisin leş kokusu o kadar ortaya çıktı ki, artık onların 'ifadesine' olsun başvurmadan Ergenekon ideolojisinin karanlık sırlarına nasıl tam olarak vakıf olunabilir, benim aklım almıyor.

Merkez medyamız dış politikayla ilgili her konuda Ergenekon'la aynı pozisyonu aldı. Ermenistan'dan Irak'a, Kıbrıs'tan Avrupa Birliği'ne Ergenekon'un korku siyasetini desteklediler. İçeride de, kapatma davasından, İran korkusu'na, Kürt meselesine, her yana yalnızca su katılmamış 'made in Ergenekon' 'korku' saçtılar. Deniz Feneri dışında içine korkunun daniskası katılmamış hiçbir muhalefet yapmadılar. Korku basmanın yanında antre olarak cuntacı tehditkârlığı, şantajı da ihmal etmediler.

Ama basiretsiz merkezî ekibimiz, Özköklerimiz, neocon'ların 11 Eylül'le tepe yapan Müslüman korkusunu fırsat bilip Türkiye'ye çift kaşarlı Müslümanlık korkusu salarken, Batı'nın kıvraklığını unuttu. Bir arkalarına dönüp baktılar ki, Amerikan Başkanı'nın adı Hüseyin. Bir baktılar ki, Amerika neocon'luğu tasfiye etmeye başlamış. Bir baktılar ki, artık işler korku siyasetiyle yürümeyecek. Bir baktılar ki, ağızlarından şehvetli tükürükler saçarak 'tam ortaklık' talep ettikleri vahşi neocon Ortadoğu siyaseti meğerse son günlerini yaşıyormuş.

Onlara kalsaydı, Ermenistan hep Kaf dağının arkasındaydı. KKTC'nin geleceği orada yaşayanların değil, şanlı Türk Ordusu'nun tasarrufundaydı. Musul, Kerkük 'Amerika'nın elinden alınıp Türk topraklarına katılmıştı. Barzani'nin kellesi çoktan Türkiye'ye gelmişti. Bunların hepsi ve daha nicesi merkez medyamızın kayıtlarında mevcuttur.

Ve fakat, bu kesif korku siyaseti altında AKP ve başbakan ne yaptı? Dış politikada korku siyasetine son verdi.

Şimdi ne Irak Kürtlerinden korkuyoruz, ne Ermenistan'la geriliyoruz. Ne de Kıbrıs mevzuu karşı tarafla denkleşmemeye yeminli taşlar tarafından yönetiliyor. Dikkat, bu yıkılanlar, kırk yıllık tabulardır.

Şimdi yetmiyor, Tayyip Erdoğan'ın İsrail siyasetiyle uğraşıyorlar. Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e karşı aldığı tavır, gurur duyulacak bir tavırdır. Meclisimiz Irak işgalinde hasbelkader aldığı tavırla nasıl Avrupa'yı mahcup ettiyse, Erdoğan'ın İsrail konusunda aldığı tavır da Avrupa'yı öyle mahcup etmiştir. İsrail meselesinde Avrupa'nın ne kokar ne bulaşırlığını Avrupa kamuoyu vicdanı çoktandır taşıyamamaktadır. Son İsrail saldırısında Avrupa değerlerini Avrupa'dan daha iyi taşıyan kişi Tayyip Erdoğan'dır. Türkiye bu tavrını, AB'nin içinde, daha temiz bir sicille gerçekleştirebilseydi, AB kamuoyunu İsrail konusunda harekete geçirebilirdi. Avrupa'nın Ortadoğu 'yüzsüzlüğü' epey sarsılırdı.

Türkiye'nin Avrupa için, Avrupa'nın da Türkiye için ehemmiyeti zaten budur. Yoksa Müslüman bir ülke AB'ye girmiş girmemiş ne fark eder.

Soğuk savaşın bitişi Berlin duvarının yıkılmasıyla başlamış olabilir. Ama soğuk savaşın bitişinin 'resmi', resmî yüzü, dünyada Obama, Ortadoğu'da ve Avrupa'nın kenarında Tayyip Erdoğan'dır. Soğuk savaşın tam bitişi ise korku siyasetinin kökünün tamamıyla kurutulmasıyla gerçekleşecektir. O da bize, insanlara, insanlığa kalmış.

Türkiye'nin dış politikası 'nuh der peygamber demez' dışişleri 'monşerlerinin' elinden kurtarılmıştır. Ve AKP bunu, iç siyasette sırat köprüsü üzerinde yürürken gerçekleştirmiştir.

En sıkışmış gününde bu tarihî virajı almayı başaran AKP'ye, başbakana ve nedense AKP dış politikasının 'şuuru' olduğuna inandığım Ahmet Davutoğlu'na huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Ve bunun bir AKP yalakalığı olarak da kayıtlara geçmesini şiddetle arzu ediyorum.

Dün Bekir Coşkun, Obama'yla Erdoğan arasında paralellik kuranlara AKP yalakası demiş. Düşündüm, AKP yalakalığı bana ve benim gibilere bol keseden atfedilse bile, sicilimde yok. Tam aksine, en ağır yazıları yakaladığım anda AKP'ye karşı yazmışım. Sicilim eksikmiş, diye düşündüm. Tamamlıyorum.

İster istemez asker doğmuş ben, asker doğmasını da asker ölmesini de istemediğim oğluma, bir gün bu 'yalakalığı' gurur içinde anlatacağım. Benim bu işten 'çıkarım' budur. Ve evet kabul ediyorum. Bu çıkar, çok, ama çok büyük bir çıkardır.

Son olarak da şunu ilave edeyim. Tayyip Erdoğan'ın İsrail konusundaki tavrı, tam da Obama Amerikası'nın Türkiye'den beklediği tavırdır. Obama'nın İsrail'e açık açık söylemediği yeni gerçekleri artık Türkiye söyleyecektir. Bunu da bilin ki, Erdoğan'a, ya da canınız isterse bana, Amerikan uşağı deme fırsatını elinizden kaçırmayın.

Bir de küçük bir uyarı, bütün bir dış politikamızı değişmez efendi devlet-uşak devlet ilişkileri üzerinden açıklayan soğuk savaş modeli siyasi analizciler yakında işsiz kalacak. Türkiye artık yavaş yavaş Batı siyasetinin bir parçası haline geliyor. Artık analizler devletler üzerinden değil, 'siyasetler' üzerinden yürüyecek. Uyarıyorum, çünkü, sonra işsiz kalınca, Türkiye'yi yeni gerici korkulara gark etmeyin. Onun yerine, terapi niyetine, oturun satranç falan oynayın...



( Gökhan Özgün ) - 29.01.2009


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] O moderatörü Ürdün istihbaratına sorun

İyibilgi: Bir de şu "moderatör" meselesi var. Siz de oturum yöneticisinin tavrını yanlış buluyor musunuz?

Ersanel: Ben şekil şartları önemserim. Mesajlar öyle çıkar. Fakat bu moderatör başka moderatör! David İgnatius başka bir adam!

İyibilgi: Nasıl yani?

Ersanel: Washington Post'un yazarı biliyorsunuz. Ortadoğu'yu iyi bilen bir adam ve hem Türkiye hem de Erdoğan hakkında belli bir fikre sahip. Çok pozitif diyemem. Ama bu görüşlerinin yeni Başkan Obama'ya anlatılması gerektiğini savunuyor!

İyibilgi: Ermeni asıllı olduğu söyleniyor.

Ersanel: Biliyorum. Yahudi asıllı da diyebilirsiniz. Ama oradan hareket etmem. Hatta diyebilirsiniz ki, "neden oradan hareket etmiyorsunuz, Davos'ta önemli bir Türkiye-Ermenistan görüşmesi yapılacaktı, kritik açılımlar bekleniyordu, tam bu sırada İsrail'in de dahil olduğu bir toplantıda yöneticilik yapıyor, hepsi birbirine bağlı gibi duruyor".. Ama yine de oradan bakmam. Bakılabilir mi? Evet. Ama bakmam.

İyibilgi: Neden?

Ersanel: Bakmam. İlle bakılacaksa, yani illa söyletecekseniz, yani yanıltıcı olabilir anlamında söylüyorum.

İyibilgi: Yok yok söyleyin.

Ersanel: Bu adamın kim olduğunu merak ediyorsanız, onu Ürdün İstihbaratı'na sorun. O kadar diyelim.

İyibilgi: E, oldu mu şimdi. Garip birşey söylediniz.

Ersanel: Niye garip olsun? David İgnatius'u en iyi Ürdün istihbaratı tanır. Hadi bir ipucu daha vereyim. Türkiye'de bu adamın filmi oynuyor. Gidip onu izleyin.

İyibilgi: Filmi mi oynuyor? Nasıl yani?

Ersanel: İyi de herşeyi ben söylersem sen ne iş yapacaksın? Dediğimizi dedik işte.

İyibilgi: Teşekkür edelim o zaman.

Ersanel: Birşey değil.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] Dünya bu fotoğrafları konuşuyor !

Dünya bu fotoğrafları konuşuyor !
Başbakan Erdoğan, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in de katıldığı panelde konuştu. Sesini yükselten Peres'e cevap vermek isteyen ancak sözü kesilen Başbakan, moderatöre kızıp paneli terk etti. Erdoğan Davos'taki bu hareketli dakikaların ardından İsviçre'den ayrılıp Türkiye'ye döndüğünde, onu bir sürpriz bekliyordu. Başbakan'ı havalimanında kalabalık vatandaş topluluğu karşıladı. Evine girişindeyse yoluna karanfiller dökülmüştü. İşte tüm dünyanın konuştuğu fotoğraflar...


Dünya bu fotoğrafları konuşuyor !

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] dtp-chp

DTP. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Baykal'ın sağ kolu olarak bilinen Kemal Kılıçdaroğlu'nu aday gösterdi. İddiaya göre Kılıçdaroğlu adaylığının kesinleşmesinin hemen ardından DTP'nin kapısını çaldı. İstanbul'da biraraya gelen Kılıçdaroğlu ve DTP İstanbul yönetimi, yerel seçimlerde izlenecek stratejiyi belirlediler. Buna göre DTP, İstanbul'da CHP adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyecek, CHP ise Doğu ve Güneydoğu'da DTP'li adayları destekleyecek.

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] sağol başbakan

artık tam inanıyorum
rumlar bile övgüyle söz ediyo. yahudi özür dilyo ama bazı onursuzlar tersini iddia ediyor.
akp kurulduğundan bu yana akp ne zaman dara düşse ya da ayağını kaydırabilecekleri bir duruma girse ne oluyorsa oluyor kimsenin aklına gelmeyecek bir mucize oluyor ve akp oyları gene götürüyor. :)

Dünya ve Türkiye gündemini devamlı ve dikkatli izleyenler bunu bilir ve erdoğan ne şanslı adam deyip dururlar.

Ben bunun şansla alakasının olmadığını düşünüyorum. Bu memleketin kaderinde akp var var Yüce Allah c.c. her defasında akpnin ayağının kaymamasını sağlıyor. ve kimsenin aklına gelmeyecek sonuçlar ile bugün gene akp Türkiyenin başında.

Gelecek güzel günler bizi bekliyor inş.

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] Re: {liberal-izmirliler.53770} Re: hürriyet-oktay ekşi-Davosda skandal

Katil Yahudi bile bunlardan onurlu çıktı ve hatasından dolayı özür diledi!
YUH!

 
30.01.2009 tarihinde ahgul <aguldag@ihlas.net.tr> yazmış:
Elbette başka şeylerde var...
bu günün genç nesli bilmediği için Hürriyetin kurucu ve çıkaranlarını da bilmeyebilirler
 Hürriyet gazetesi, İstanbul bankalar Caddesinde bulunan ve üstün bir firma olan Yahudilerin kurduğu BURLA BİRADERLER Firması tarafından sermaye verilerek kendi adlarını gizlemek suretiyle 7 gün dergisi çıkarabilen ve gazete çıkarabilecek sermayesi bulunamayan Sedat Simavi'yi öne sürerek yayına başlatmışlardır.
o günlerin bir sayısında "Gazeteniz sahibi Burla Biraderler okuyucuların bayramını kutlar" yazısını baş köşeye koymuşlardır. Bu antipati görünce bir daha yazılmamıştır.
Elbette temeli Yahudi sermayesi ile kurulan hürriyetin yazarları da Yahudi tarafını tutacak ayıplayacaktır Türkiye başbakanını
İsrail'in Cumhurbaşkanı bile özür dilese de!.
Başka diyecek söz var mı?
----- Original Message -----
Sent: Friday, January 30, 2009 11:27 AM
Subject: {liberal-izmirliler.53745} Re: hürriyet-oktay ekşi-Davosda skandal

 
Bu kadar mı yani...
Sadece bütün bunlardan alabildiği bu kadar mı oktay ekşi'nin.
Erdoğan'ın tavrını olumladığım sanılmasın...
Ama başka şeyler de var ya..


On 1/30/09 9:18 AM, "Basak Tirnakli" <btirnakli@yahoo.com> wrote:

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10888300.asp?yazarid=1&gid=61 <http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10888300.asp?yazarid=1&amp;gid=61>
 



(www.vtunnel.com adresinden girebilirsiniz. Yasak yok.)
Bu Sitede Yer Almayan İletiler Bana Ait Değildir.
-------------------------------------------------------------------------
Şimşekleri üstüne en çok "oyunları bozanlar" çeker!
Zulüm, kısmak istediği sesi nârâ yapar!
Ve bazı ölüler, yaşayanlardan çok daha yüksek sesle konuşur...
Malcolm X onlardandı.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---