19 Nisan 2009 Pazar

Türkan saylan niye anti akp’ci-1

1935 doğumlu. Türkan Saylan'ın annesi hanımefendinin künyesi, Raber Ragman ve Mina Verlig kızı, 1324 (1908) Bermingen İngiltere doğumlu ve Katolik Hıristiyan "Lili Mina Raiman" olduğunu gösteriyor. Annesi1936 yılında Müslüman oluyor ve ismini Leyla olarak değiştiriyor. İki evlilik yapıyor saylan. İlk evliliği dokuz yıl sürüyor. Kendi dilinden; Tıp fakültesi öğrencisiyken evlendim, 23 yaşında ilk çocuğumu doğurdum, tüberküloz geçirdim, ameliyatlar oldum, çocuklarımı büyüttüm. İki yıl çelik korse takarak okula gittim. Yani tıp fakültesini girdiğimden 10 sene sonra bitirdim. Uzmanlığımı kimsenin sevmediği deri ve zührevi hastalıklar konusunda yaptım."

Bir yurtdışı burs buluyor ve "ana" vatanı İngiltere'ye gidiyor… 1976′da dönüyor. Ve cüzam işini üstlenmek istiyor. Ve hastalıkla mücadelesine başlıyor. Dünyadan ve Türkiye'den cüzamı silme konusunda büyük başarı sağlıyor ve Gandhi Ödülü'nü kazanıyor. yaşama hallice rahatsızlıklar da eşlik ediyor. Göğüs kanserinden kurtulduktan sonra karaciğerindeki rahatsızlık nedeniyle de tedavi görüyor. O şimdi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı.

"Başkanlığını Profesör Türkan Saylan'ın yaptığı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği hakkında, Atatürk İlke ve İnkılâplarını kalkan olarak kullanıp, birçok kişi ve kuruluştan yardım adı altında para topladığı, ilgili bakanlıklardan izin almaksızın yurtdışından yardım aldığı, hiç bir yasal dayanağı olmadan kamuoyuna kendisini sivil toplum kuruluşları birliği olarak tanıtan çeşitli dernek ve vakıflarla işbirliği içerisinde oldukları yönünde yapılan ihbarlar sonucu denetime tabi tutulmuş ve Dernekler Kanunu 62 ve 85/2 maddesine muhalefetten 5 Şubat 2001 tarihinde Maltepe Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu yapılmıştır."

Türkiye'mizin çağdaşlaşma sürecinde laiklik' konulu toplantıda konuşan Saylan'ın

"Biz Türkler hep akın etmişiz; yakıp yıkmışız, başkalarının yaptıklarını yakıp yıkmışız. Şimdi kendi yaptıklarımızı yıkıyoruz. Nedir bu alışkanlık. Biz yakıp yıkmak için var değiliz. Biz yaratmak, geliştirmek ve çağın üstüne geçmek için varız."

"Türkiye'nin bölünmesine, ırkçılığa yönelmesine, binlerce yıl öncesinin Arap ve İran âdetlerinin gelmesine karşıyız. Çocuklarımızın sıra üstünde namaz kılmasını değil bale yapmasını istiyoruz. "

Gençlik Orkestrası'nı yaratan ve yöneten arkadaşımızın ismi Muhammed. Düşünebiliyor musunuz buradaki ironiyi?" yorumunu yaptı.

Saylan'ın başkanı olduğu ÇYDD, bütün faaliyetlerini Türkiye'nin hallice firmalarının bağışlarıyla yürütür. Bunda bir beis yok. Esasen dernekler böyle çalışır.

Peki bu firmalar hangileri? Danone, Metro Grosmarket, Turkcell, TNT Ekspres, Ericsson, Finansbank, İş Bankası, Mercedes-Benz vs… Fark etmiş olmalısınız. Hepsi yabancı sermayeli.

Ve yine hepsi biliyor olmalı ki Türkan Saylan ve dernek, "Atatürkçü gençler yetiştirme" misyonu taşıyor. Boynumuzun borcudur… Soru şu… Bu yabancı şirketler, kendilerine en çok karşı çıkan kesimlerin sözcülüğünü yapan bir derneğe niçin yardım yapar?

Veya tersten bakarsak… Yabancı sermayeyi "işgal güçlerinin sermaye ordusu" olarak gören bir ÇYDD, bunlardan nasıl destek ister?

ÇYDD 1989 da kurulmuş.

Saylah umrede yapmış.

Vanda yayımlanan yerel Şehrivan Gazetesi'ne konuşan bir çok genç, Türkan Saylan ekibinin kendilerini Hıristiyanlığa çağırdığını anlatıyor. Başta Van olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki misyonerlik faaliyetleriyle ilgili bütün oklar Türkan Saylan'ı gösteriyor. MİT'in hazırladığı misyonerlik raporunda, Türkan Saylan'ın isminin de geçtiğini hemen hatırlatalım. Hakkında açılmış dava sürüyor.

Babası müteahhit Fasih Galip.

Uluslararası Lepra Birliği'nin (ILU) kurucu üyesi ve Başkan yardımcısıdır.şu an etö soruşturması nedeniyle sanık ve zanlı olarak araştırmaya tabi zanlı durumunda.Yukarıdaki satırlardan anladığım kadarıyla misyonerlik ithamları doğru fikrindeyim.Bu konu üzerinde inşallah durmaya devam edeceğiz.

Rüştü A. Özçelik

18 Nisan 2009 Cumartesi

[İslami Eğitim Şart!] Türkan saylan niye anti akp'ci-1/RAhmetOZCELİK in yazısı

Yukarıdaki satırlardan anladığım kadarıyla misyonerlik ithamları doğru fikrindeyim.
 
 
http://www.yekkalem.com/ da devamı

--
kibir yapma
kendine kanma
hata yapmam sanma
sana ,saçma
gelenleri
manasız sanma
sadece kendine yanma
masivaya tapma

selâmün alâ men ittebea'l hüda

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] Bir Kadın Yürüyordu

Bir Kadın Yürüyordu

Bir gazel mevsimiydi elde bavul
Bir kadın yürüyordu döne döne
Yüzü gözleri şişmiş sanki davul
Bakınıp duruyordu yana söne

Belli ki hayat yormuş son çırpınış
Kaçar gidişi vardı tıpış tıpış
Menzile götürecek son arayış
Bir himmet arıyordu yana yana

Meçhule kaçar gibi yönü yoktu
Kendince söyleniyor derdi çoktu
Korkunun hapsettiği bu bir şoktu
Diyecekleri vardı sanki bana

Badireler kimbilir kimden geldi
Kolu kanadı kıran hangi eldi
Kirpiklerden akan, yaş değil seldi
Ağlamak istiyordu kana kana

Yazmaya gizlediği gözler çökük,
Kundurası giysisi yırtık,sökük,
Vagona binip gitti boynu bükük.
Bir el sallayamadan ona buna

Engin NAMLI 16.04.2009 11:36

www.antoloji.com/engin_namli

ileti-mesaj@enginnamli@hotmail.com


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] 209.HAFTA BASIN METNİ

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu,İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde haftalık periyodik Başörtü Eylemini gerçekleştirdi.Eylemde okunan basın açıklamasında 5.yılına giren Başörtü Zulmü’ne değinilerek bu zulmün  artık son olması istendiği vurgulandı.Basın metnini dernek üyesi Medine Küçük okumuş olup, tamamı aşağıdadır.

 

 

209.HAFTA BASIN METNİ

 

SON YILDÖNÜMÜ OLMASI DİLEĞİYLE

Kocaeli’nde yeni bir yıldönümüne bir hafta kaldı. Sevinçle karşılanan kutlamalar yapılan bir yıldönümü değil tabiî ki. Umudumuzu ve vazgeçmeyeceğimizi  haykıracağımız bir yıl dönümü.

         Özgürlükten , insan haklarından ve başörtümüzden asla vazgeçmedik. Elde edeceğimize olan inancımızı pekiştirerek bu güne taşıdık. Dört yılı devirmek üzereyken bile hala umudumuzu  taze tutuyoruz. Umudumuzu başörtüsü üzerindeki baskı ve kısıtlamaların kaldırılması için taze tutuyoruz.

         Başımızı örtüyoruz. Nedeni  niçini önemli değil. Ne önemi var ki sebeplerin? Görünürde olan tek gerçeğimiz başımızın örtülü olması. Hiç bir hukuki ve ahlaki sistemde açığa çıkarılmayan niyetler sorgulanmazken; bizim açıkladığımız sebepleri kabul etmeyip, olmayan niyetlerimiz üzerinden bizi mahkum etmeye daha ne kadar devam edeceksiniz?

          Samimiyetimizi  görmezden gelip, görünmez olmamız için daha ne kadar çabalayacaksınız?

          Bizi görmezden gelmek, bizim varlığımızı ortadan kaldırmıyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan başörtülü kadınlarız. Bize verilen bu kimliğin bu ülkede yaşayan bütün vatandaşların kullandığı bütün hakları bize de sunuyor olması gerekmez mi? Ayrıcalık, üstünlük  ya da herhangi bir kayırma istemiyoruz. Sadece kimliğimizin bize verdiği hakları istiyoruz. Ne bir eksik ne bir fazla.

         Geldiğiniz için hepinize teşekkür eder, 25 Nisan 2009 Cumartesi günü Saat 12:00’da İzmit Merkez Bankası önünden başlayacak olan Başörtüsüne Özgürlük yürüyüşümüze tüm duyarlı halkımızı bekliyoruz.

 

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU adına

                                                  MAZLUMDER Kocaeli Şubesi üyesi

                                              Medine KÜÇÜK

 



--
DİKKAT:Bu maili gruba üye olduğunuz için aldınız. Bu mail mazlumderkocael4@gmail.com adresinden direk olarak size gelmedi.
BU MAİLİN SİZE RAHATSIZLIK VERDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORSANIZ,
Bağlı olduğunuz grubun üyeliğine son vermeniz gerekmektedir.
Bunun için, mailin altında, Bu gruba “üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: xxxxxxx-unsubscribe@googlegroups.com “ ya da, Abonelik iptali için bu adrese mail atabilirsiniz xxxxxxx-unsubscribe@yahoogroups.com” ikazlarındaki mail adreslerine boş bir mesaj atarak  grup aboneliğinize son vermeniz gerekmektedir.

MAZLUMDER KOCAELİ ŞUBESİ
Tepecik Mah. Yavuz Sok. Afyonoğlu Kardeşler İş Hanı Kat: 4
e-mail: mazlumderkocaeli@gmail.com
Tel: 0262 322 16 29
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

17 Nisan 2009 Cuma

[İslami Eğitim Şart!] Balkanları gören gözünüz, Müslüman Arnavutluk'un Sesi Muştu'nun 42-43.sayısı çıktı.


 

Müslüman Arnavutluk’un Sesi Muştu’nun 42.sayısı çıktı. 

http://www.muslumanarnavutluk.com/mustu-pdf/mu_tu42.pdf 

Muştu’nun diğer sayılarına 

http://www.muslumanarnavutluk.com/default.asp?id=29476&lng=1 

adresinden ulaşabilirsiniz.

 Muştu PDF formatında yayımlandığından Adobe Acrobat ile açılmaktadır. Adobe Acrobat programını http://www.adobe.com/ adresinden temin edebilirsiniz.

 Hayırlı günler dileğiyle…

www.muslumanarnavutluk.com

 
 

Müslüman Arnavutluk’un Sesi Muştu’nun 43.sayısı çıktı.
 

http://www.muslumanarnavutluk.com/mustu-pdf/mu_tu43.pdf

Muştu’nun diğer sayılarına

 http://www.muslumanarnavutluk.com/default.asp?id=29476&lng=1 

adresinden ulaşabilirsiniz.

 Muştu PDF formatında yayımlandığından Adobe Acrobat ile açılmaktadır. Adobe Acrobat programını http://www.adobe.com/ adresinden temin edebilirsiniz.

 

Hayırlı günler dileğiyle…

 

 

www.muslumanarnavutluk.com


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

16 Nisan 2009 Perşembe

[İslami Eğitim Şart!] <<< www.1hafta1ayet.com >>> ||| 0125 |||


Selamların en güzeli ile Esselamü Aleyküm, Rabbimizin Selamı, Rahmeti ve Bereketi üzerinize olsun.

    125. Hafta Meali - (Al-i imran Sûresi, Ayet 190)

http://www.1hafta1ayet.com/haber_oku.asp?haber=291

  92. Woche Übersetzung (DEUTSCH)

http://www.1hafta1ayet.com/haber_oku.asp?haber=290

 

  Cuma geceniz ve Cuma gününüzün hayırlara vesile olması dilek ve duası ile.....

  "Sizin en hayırlınız Kuran’ı öğrenen ve öğreteninizdir. "
                                                             (Hadis-i Şerif)

   Lütfen 1hafta 1ayet Projemizi sizlerde e-mailler ile yayın...

Selam; Hakk'a tabi olanlara olsun.

 LÜTFEN DUALARINIZI EKSiK ETMEYİN...

  www.1hafta1ayet. com    bilgi@1hafta1ayet. com

************ ********* ********* ********* ********* ********* ********* **
Bu E-posta mesajı gizlidir. Ayrıca hukuken de gizli olabilir. Mesajın gönderilmek istendiği kişi siz değilseniz hiçbir kısmını
kopyalayamaz, başkasına gönderemez, başkasına açıklayamaz veya kullanamazsını z. Eğer bu mesaj size yanlışlıkla ulaşmışsa, lütfen mesajı ve tüm kopyalarını sisteminizden silin ve gönderen kişiyi E-posta yolu ile bilgilendirin.

 Bu E-maili 1 hafta 1 ayet grubuna üye olduğunuz için aldınız.

İnternet iletişiminde zamanında, güvenli, hatasız ya da virüssüz gönderim garanti edilemez. Gönderen taraf hata veya unutmalardan sorumluluk kabul etmez.
************ ********* ********* ********* ********* ********* ********* **
This E-mail is confidential.
It may also be legally privileged. If you are not the addressee you may not copy, forward, disclose or use any part of it.
If you have received this message in error, please delete it and all copies from your system and notify the sender immediately by return E-mail.

Internet communications cannot be guaranteed to be timely, secure, error or virus-free.
The sender does not accept liability for any errors or omissions.
************ ********* ********* ********* ********* ********* ********* ** ********* **


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] MAZLUMDER Genel başkanı Ömer Faruk Gergerlioglu'nun Levent Ersözle ilgili basın açıklaması



 MAZLUMDER Genel başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu,  tutkulu Ergenekon örgütü sanığı Levent Ersözle ilgili basın açıklamsı yaptı.Açıklama 16 Nisan 2009 Perşembe günü MAZLUMDER Kocaeli Şubesi’nde saat 12.30 ‘da gerçekleşti.basın açıklamasının tam metni aşağıdadır.;

LEVENT  ERSÖZ’ÜN  YAŞAM HAKKININ RİSK  ALTINDA  OLDUĞUNA  DAİR  İDDİALAR    AYDINLATILMALIDIR

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan, Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi olduğu iddianamede belirtilen ve halen tutuklu bulunan Levent Ersöz’ün GATA’da sağlık problemleri nedeniyle yattığı bilinmektedir. Levent Ersöz’ün anılan dava için çok önemli isimlerden birisi olduğu ve konumu itibariyle gerek davada gerçeklerin günyüzüne çıkması açısından gerekse şahsı açısından önem ve risk taşıdığı herkesin malumudur.

Şüphelinin kaçmakta iken yapılan operasyonla yakalandığı ve yakalandığı günden bu yana değişik rahatsızlıklar nedeniyle devamlı hastaneye kaldırıldığı, son olarak da et yiyen bir   bakterinin  neden  olduğu  nekrotizan  fassiitis   hastalığının  tespit edildiği ve hastalığın  önemi  açısından   yoğun bakımda olduğu belirtilmektedir. Şüphelinin bu süreçte Savcılığa dahi ifade vermediği de yine basın – yayın organlarında ifade edilmektedir.

Eski İstihbarat Daire Başkanı olan şüpheli Levent Ersöz’ün terör örgütünü deşifre edecek ve çökertecek, hatta uzantılarını çıkartabilecek kritik bilgilere sahip olduğu iddia edilmektedir.

Hal böyle iken bütün bu iddialar karşısında Levent Ersöz’ün bir yandan yaşam hakkının risk altında olduğuna dair duruma açıklık getirilmesi ve gerçekte böyle bir durum söz konusu ise acilen müdahale edilmesi gerekmektedir. Öte yandan ise Türkiye’de birçok faili meçhullerin, darbe girişimleri vb konuların yargı konusu yapıldığı işbu davada gerçeğin ortaya çıkmasına engel teşkil edebilecek veya böyle bir kuşku uyandıracak hususların  yeterince  incelenmemesinin     halkın nezdinde adil bir yargılanmaya olan ihtiyaç ve inancı zedeleyeceği aşikardır.  

Türkiye’nin geleceğini ve insan haklarının gelişmesini doğrudan etkileyen davanın selametle sürdürülüp adaletle sonuçlandırılabilmesi için kamuoyunda oluşan şüpheli ve müphem tüm hususların açıklığa kavuşturulması, kamuoyundaki manüpilasyonlardan etkilenilmemesi ve kamuoyunun daha fazla bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyor, sorumlu   tüm kişi ve kuruluşları  hassasiyete davet ediyoruz.

Ömer  Faruk  GERGERLİOĞLU

MAZLUMDER  Genel  Başkanı

--
DİKKAT:Bu maili gruba üye olduğunuz için aldınız. Bu mail mazlumderkocael4@gmail.com adresinden direk olarak size gelmedi.
BU MAİLİN SİZE RAHATSIZLIK VERDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORSANIZ,
Bağlı olduğunuz grubun üyeliğine son vermeniz gerekmektedir.
Bunun için, mailin altında, Bu gruba “üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: xxxxxxx-unsubscribe@googlegroups.com “ ya da, Abonelik iptali için bu adrese mail atabilirsiniz xxxxxxx-unsubscribe@yahoogroups.com” ikazlarındaki mail adreslerine boş bir mesaj atarak  grup aboneliğinize son vermeniz gerekmektedir.

MAZLUMDER KOCAELİ ŞUBESİ
Tepecik Mah. Yavuz Sok. Afyonoğlu Kardeşler İş Hanı Kat: 4
e-mail: mazlumderkocaeli@gmail.com
Tel: 0262 322 16 29
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

14 Nisan 2009 Salı

[İslami Eğitim Şart!] Kutlu dogum haftaniz Mubarek olsun!!!

Ku?Lu d?ðu? haF?aSý?da?ýz ?uqü? hz p??qa???? ?F??di?izi? d?ðu? ?ýL dö?ü?ü 33 SaLa?a? haL?aSý?a S?? d? ?a?ýL ?? ??Sajý 10 ?iþi ?? qö?d?? haL?a?ý q??iþL?? Þu a? zi?ci?i? ucu S??d?


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] Kutlu dogum haftaniz Mubarek olsun!!!

Ku?Lu d?ðu? haF?aSý?da?ýz ?uqü? hz p??qa???? ?F??di?izi? d?ðu? ?ýL dö?ü?ü 33 SaLa?a? haL?aSý?a S?? d? ?a?ýL ?? ??Sajý 10 ?iþi ?? qö?d?? haL?a?ý q??iþL?? Þu a? zi?ci?i? ucu S??d?


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

12 Nisan 2009 Pazar

[İslami Eğitim Şart!] Ergenekon; Vahşet ve Devlet

Anlatmaya değil, anlamaya çalışırken iddianamelerle ve gelinen noktalarla akla zarar bir örgütle karşılaşmaktayız.

 

Kontrolden çıkmış ve devlet içinde çöreklenmiş ve de silahlı güçlerin içinde devleti kotarmakta kendini görev içinde görev biçmekte mahir oldukları görünmektedir. İrtica söylemleri, darbeler, kanlı baskınlar, infazlar, faili meçhuller, yargısal darbeler, idamlar, iftiralar, toplum psikolojisini etkilemeler, şehitler, cenazeler, istismarlar…

 

Askeri yargının adaleti zedeleyen yapılanma ve işlemleri ve işlevsel hatalarında örgütün askeriye içinde kök budak salmasına mani olacak bir yapıdan uzak oluşları ile yargıçlara karşı darbe söylemli basın bildirileri de göstermiştir ki, bu halkın değerlerini nasıl da hor ve çıkarperest amaçlar için harcamışlardır.

 

Ölüm çukurları ve bölgede ki 17 bin faili meçhulleri göz önüne alınca adeta ülkemiz zombiler ülkesi haline gelmiş de haberimiz olmamış dedirtiyor insana.

 

Şimdi Şemdinli olaylarında olanları o zaman ki anlama ve anlamlandırmadan daha iyi anlayabilmekteyiz. Savcıya karşı bir genel Kurmay veya Kuvvet komutanların cephe alışındaki kafa yapılarını daha iyi tahlil etmekteyiz. Demokrasimiz adına hep utançtı bun olanlar ve halende öyleler.

 

Ergenekon içimizdeki dış güdümün ülkeyi idare etmesinin paradoksal yapı taşıdır. PKK’yı destekleyip, sonra terörist ilan eden Amerika Siyonistleri Ergenekon’un da pimini böylece çekmiş oldular.

 

Tayip Erdoğan’ın Bush’tan aldığı gizli bir sözün neticesinde ortaya çıkan bir durum söz konusudur. Türk’ün gücünü hissedenlerin kullanmak istedikleri bir akıllı işbirlikçiler gereği ortadadır. Kontrolden çıkmış bir gücün kontrollü tavsiyesi düşünülmüştür. Bunu BOP’un bir parçası olarak da görebilirsiniz. Nerde ne zaman zarar vereceği belli olmayan ve kamuoyunda da ABD’yi lekeleyecek bir yapıdan Amerikanın vazgeçmiş olması da önemli bir adımdır. ABD gelecek planlayıcılarının Ergenekoncuları ve PKK’yı diskalife etmesinin önemini kavramak zorundayız. Takılıp kaldığımız iki-üç generalin hastane oyunlarıyla vakit geçirmemizin de bu işin nasılda sulandırıldığını göstermektedir.

 

Amaç Amerikanın çıkarları çerçevesinde tecelli etmeye devam ederken, ülkemizde ki faili meçhullerin gerçek sahipleri bizimle protokol yapmaya ve yeni işbirlikleri ile Ortadoğu ve bölgeye kan kusmaya devam etmektedir. İslam Dünyasının yeniden dirilişi için ülkemizde bu oyunların farkına varacak gerçek bir düşün adamlarına ihtiyacımız vardır. Dün bizi yaftalayanlardan kurtulurken, bizleri de yaftalayıcı yapanların eline düşmememiz lazımdır. Yaftalamak yerine gerçekleri görmek ülkemizin dışardan müdahalelere meydan vermeyecek demokratik açılımları, yeni anayasayla yapmak geçmişin küfelerinden kurtulmak zorundayız.

 

Ergenekon’un adamları PKK’nın sözcüleri kendilerini doğumda ebelik yapan ve hatta babalarına nasıl da isteklerini ilettiklerini görmemiz gerekir. Hak ve hakikatte Ergenekon= PKK= Siyonist ve ABD emperyalist çıkarlarıyla örtüşen bir düzenin yeni formüle edilmiş şekliyle avutuluyor oluşumuzdur.

 

Emperyalizmin yumuşak yüzü Obama ile yumruğunu yumuşatacak diye beklemek safdillik olur. Adamın zenci sempatisini kullanan Siyonist emperyalist düşüncenin zincirlerini görmek zorundayız. Görünmez zincirlerle çevrilen dünyanın asıl krizi Siyonist çıkarlara hizmet eden emperyalizmin vahşetidir. Ergenekon’da bu vahşetin Türkiye’de ki terörün devletleşmiş çöreğidir.

Hasan Ahmet EVLİYAOĞLU

Kaynak: http://www.haberonay.com/ ve http://www.yekkalem.com/


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

11 Nisan 2009 Cumartesi

[İslami Eğitim Şart!] Kocaeli İnanç Özgürlüğü platformu 208.hafta basın açıklaması, Halkın başı kapalı seçtiklerinin başını açtırmak, demokrasiye saygısızlıktır.

 

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformumu 208.hafta basın açıklaması  İzmit Sabri yalım İnsan hakları parkında 11 Nisan Cumartesi 2009 12.30’da yapıldı.Basın açıklamasında, seçimlerden sonra halkın başörtülü olarak seçtiği bayan yöneticilerin, peruk takıp görev yapmazı , yada başlarını açma konusunda ikaz edilmesi, konusu işlendi.

 

 

BASIN AÇIKLAMSININ TAM METNİ:

 

Değerli halkımız ve basın mensupları,

208.hafta “Başörtüsüne özgürlük” basın açıklamasına hoş geldiniz.

 

Türkiye’yi 3.dünya ülkesi konumuna sokan başörtü yasağı yaşamın her yerinde kendini hissettirmeye devam ediyor. Seçimlerden yeni çıktık, halkın seçtiği adaylardan bir kısmı başörtülü. Halk bunların başörtüsüne görerek seçti. Samsun'un İlkadım ilçesinde meclis üyesi Engin Abdik, toplantıya başörtüsüyle gelen başka partiden meclis üyesi Muradiye Ergin'e, belediye meclisinin kamusal alan olduğunu söyleyip tepki göstermiştir. İslahiye belediye başkanlığına seçilen başörtülü başkanında, başına  peruk takarak  göreve başladığını görüyor , başka yerlerde de, başörtülü meclis adaylarının başlarını açmaları konusunda ikaz edildiğini duyuyoruz.

 

Bu mudur demokratik anlayış?, bu mudur çoğunluk rejimi ?.Oligarşinin, 3-5 yasakçının, dayatmacının bu uygulaması, önce demokrasiye ve halkın seçimine saygısızlık değil midir ? Anlaşılıyor ki,  ”Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir “ denilse de, halkın % 90 nına rağmen hakimiyet, bir grup ufak azınlığın, oligarşinin, Ergenekon kalıntılarının elindedir. Türkiye bunları aşamadığı sürece gerçek anlamda demokratik bir ülke olamayacaktır. Medyada geçen bir haberde, Amerika’da başörtülü bir kız öğrenciye, örtüsünden dolayı hakaret edildi diye mahkeme 350 bin dolar para cezası vermiş.Ülkemizde ise bu her gün oluyor , bu çağdışı yasak ve saygısızlık  sürüyor. Başörtülüler ancak perukla, insan onuruna yakışmayacak bir şekilde sosyal hayatta yerini alabiliyorlar.

 

Ülkemizin yeni katılımcı,  insan hak ve onurunun gözetildiği, toplumun tüm kesimlerinin beklentilerine uygun, her türlü dini ve etnik ayrımcılığı reddeden, farklılığımızın kültürel zenginliğimiz olarak gören  anlayışa sahip bir Sivil Anayasaya acilen ihtiyacı bulunmaktadır. AKP hükümeti kendisine verilen bu sorumlulukla,  bir an önce Sivil Anayasa ile ilgili çalışmalara başlamalıdır. Artık ülkemiz darbe ortamında hazırlanan Anayasadan bir an önce kurtulmalıdır.

 

Seçim döneminde şu gösterdi ki yasağın devam etmesini kimse istemiyor. Başörtüsü yasağının kalkması konusunda iktidar ve muhalefet  samimi iseler, samimiyetlerini göstersinler. Millet bir sonraki seçimde halkın sorunlarına çözüm bulmayan partileri oy pusulasından silmesini de bilir.

 

Obamın Türkiye ziyaretini kuşkulu bakıyoruz. Belli ki ılımlı İslam, Amerikancı İslam çerçevesinde, emperyalizm Türkiye’deki resmi ve gayri resmi partnerleriyle, İslam coğrafyası için  fareli köyün kavalcısı rolü biçilmiştir.  İslam dünyası üzerindeki oynanan bu oyununda daima takipçisi olacağız ve deşifre etmeye devam edeceğiz.

 

Danimarka’da Hz.Peygamberimize hakaret eden karikatürlerin satışa çıkarıldığını ve bunun Danimarka hükümetince ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirileceğini belirtmişlerdir. Dine hakaret nasıl ifade özgürlüğü olabilir. Şiddetle kınıyoruz. Danimarka hükümetinin İslamın hassasiyetlerini hedef alan karikatürlerin kopyalarının satışının durdurulmasını hemen talep ediyoruz.

 

Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyoruz.

 

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU adına Çetin Tahtacı



--
DİKKAT:Bu maili gruba üye olduğunuz için aldınız. Bu mail mazlumderkocael4@gmail.com adresinden direk olarak size gelmedi.
BU MAİLİN SİZE RAHATSIZLIK VERDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORSANIZ,
Bağlı olduğunuz grubun üyeliğine son vermeniz gerekmektedir.
Bunun için, mailin altında, Bu gruba “üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: xxxxxxx-unsubscribe@googlegroups.com “ ya da, Abonelik iptali için bu adrese mail atabilirsiniz xxxxxxx-unsubscribe@yahoogroups.com” ikazlarındaki mail adreslerine boş bir mesaj atarak  grup aboneliğinize son vermeniz gerekmektedir.

MAZLUMDER KOCAELİ ŞUBESİ
Tepecik Mah. Yavuz Sok. Afyonoğlu Kardeşler İş Hanı Kat: 4
e-mail: mazlumderkocaeli@gmail.com
Tel: 0262 322 16 29
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

7 Nisan 2009 Salı

[İslami Eğitim Şart!] Matematik, artık hayat kurtarıyor!

 

'Bu dersin bize ne faydası var?' Matematik öğretmenlerinin en çok karşılaştığı sorulardan biri bu. Çoğumuz matematiği anlamaya çalışmak yerine bu sorunun cevabına kafa yorduk, eğitim sürecinde.

Günlük hayatımızda basit hesapların dışında yeri yoktu çünkü! Hocaların "Matematik muhakemeyi geliştirir." sözü ise ikna edici gelmiyordu. İşte şimdilerde bir ezber bozuluyor. Gelişen teknolojiyle matematik de hayatın içinde yer almaya başlıyor. Daha doğrusu, bu gerçek, matematiğe mesafeli duranların bile anlayabileceği şekilde kendini gösteriyor artık.

Tıptan işletme yönetimine kadar birçok farklı disiplinle ara kesit oluşturan bu bilim dalı, önemini daha da artırmış durumda. Örneğin tıpla birleşmesinden oluşan yeni 'matematiksel tıp' bilimi erken tanıda, hatta tedavide önemli bir işlev görüyor. Matematiksel tıbbın geliştirdiği yöntemler, kanser ve kalp hastalıklarından hücre modellerine kadar tıbbın birçok alanında kullanılıyor. Matematiksel yaklaşımlar klinik çalışmalarda olduğu kadar, hastane ve sağlık kuruluşlarının yönetimlerinde de başarılı sonuçlar veriyor.

ABD, Kanada, İngiltere ve İsrail gibi bazı ülkeler matematiksel tıp disiplinine ayrı bir önem veriyor. Üniversitelerde açılan ayrı fakülte ve enstitülerle yetinmeyen bu ülkeler büyük bütçeli özel araştırma merkezleri de kuruyor. Hatta bazı hastaneler matematiksel tıp üzerine ayrı birimler açıyor. Klinik ve sağlık sistemlerinde kullanılması durumunda etkinlik ve verimliliği artıran, özellikle çağımız hastalıklarından kanser, AIDS ve kalp sorunlarının tedavisinde kullanılan bilim henüz ülkemizde bilinmiyor. Medikal istatistik alanında çalışmalarıyla bilinen Tennessee Üniversitesi İstatistik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamparsum Bozdoğan (64), bu bilimin daha da gelişeceğine, tıbba önemli katkılar sağlayacağına vurgu yapıyor. Tabii bir de hatırlatmada bulunuyor: "Türkiye'deki sağlık sektörü ve kamunun bu alana yatırım yapması ülke için önemli bir adım olur. Bu konuda başarı sağlanabilmesi için tıp, matematik, istatistik ve veri madenciliği bilimleri ile uğraşan bilim adamlarının ortak çalışma yapması gerekiyor. Bu şekilde başarı sağlanır ve Türkiye bu alanda geri kalmamış olur."

Bu noktada akla bazı sorular geliyor: Matematiksel modeller tıpta nasıl kullanılıyor? Matematiksel tıp insanoğluna ne gibi faydalar sağlayacak? Bu ve benzeri soruları Türkiye'de 'matematiksel tıp' ve 'sağlık sistemleri mühendisliği' alanlarında çalışan sayılı akademisyenlerden Doç. Dr. Eyüp Çetin'e sorduk. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Sayısal Yöntemler Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çetin'in (34) anlattıkları bu bilim dalının anlaşılması açısından oldukça önemli.

-Matematiksel yaklaşımlar sağlık alanında ne ifade ediyor?

Tıbbi kaynakların son derece kısıtlı olması, var olan kaynakların da etkin kullanılamaması sonucu dünyada her yıl yüz binlerce kişi hayatını kaybediyor. Tıpta ve sağlık sistemlerinde sayısal (kantitatif) tekniklerin kullanılması ile hasta kayıpları azaltılabiliyor. Yani hayat kurtarılıyor. Matematiksel ve istatistiksel yöntemlerin aktif hâle getirilmesi önlenebilir hataları da büyük ölçüde azaltıyor. Bir araştırmaya göre, önlenebilir hataların yüzde 98'inin sistemden kaynaklanıyor. Dolayısıyla, hem klinik uygulamaların hem de sağlık sistemlerinin etkinliğinin sorgulanması gerekiyor. Bu noktada, matematiksel modeller imdada yetişerek tıpta ve sağlık hizmetleri planlamalarında çok etkili bir araç oluyor.

-Matematiksel modeller nasıl hayat kurtarabiliyor?

Günümüzde tıp ile matematiğin kesiştiği alanlar arttı. Matematiksel bilimler tıbbın klinik problemlerinin çözümünde etkin olarak kullanılıyor. Mesela, artık 'matematiksel onkoloji' adı verilen bir alt disiplin doğdu. Bu bilim dalı tümörün gelişimi, davranışlarının tanımlanması, incelenmesi, teşhisi ve tedavisinde destekçi. Çok başarılı uygulamalar var. Kanser prognoz yöntemleri, anjiyogenez, pH düzenleme, hücre-hücre yapışması, hücre-ilaç etkileşimleri, radyoterapi ve kemoterapi planlama akla ilk gelenler. Örneğin, ölümcül gliyoblastom (beyin tümörü) vakasında kullanılmak üzere 2000'de geliştirilen bir diferansiyel denklemden oluşan matematiksel model tedavide başarı sağladı. Geliştirilen bu model tümörün hangi yöne doğru yayılacağını çok sıhhatli bir şekilde ortaya koyuyor. Böylece, radyoterapi ve cerrahi operasyonlar daha başarılı planlanarak, hastanın daha uzun yaşaması sağlanıyor.

-Hastalıkların teşhisinde bu yöntemler nasıl kullanılıyor?

Başarılı uygulamalar var, teşhis ve tedavide. Örneğin prostat kanserinde biyopsi iğnelerinin sayısı ve hangi bölgeye hedefleneceği sorunu vardır. Doğal olarak mümkün olan az iğne sayısı ile en fazla oranda kanserli hücreyi yakalamak arzu edilir. 2003'te ABD'de yapılan bir çalışmada, prostat kanserini teşhis etme olasılığını maksimize eden bir optimal biyopsi protokol modeli geliştirildi ve daha az iğne ile daha yüksek oranda kanserli hücreler teşhis edilebildi.

-Peki tedavide durum nasıl?

Şüphesiz birçok matematiksel model var literatürde. 2006'da yaptığımız ve ABD'de önemli bir dergide yayımlanan çalışmamızı örnek olarak verebilirim. Bu çalışmada kanser hücrelerinin toplam tahribatını maksimize ederken aynı zamanda doza bağlı tüm yan etkileri ve maliyetleri minimize ettik. Biliyorsunuz, kanser tedavisindeki yan etkiler ileride ölümcül vakalara sebep olabiliyor. Geliştirdiğimiz model her ne kadar immüno, kemo ve radyoterapiden oluşan kompakt bir tedavi modeli olsa da mesela radyoterapi modeline kolayca indirgenebilmekte.

-Başka ne gibi klinik uygulamalar var?

Matematiksel modeller genel olarak kanser üzerinde yoğunlaşıyor. Ancak diğer klinik alanlarda da varlık gösterebiliyor. Örneğin tıbbi biyoloji, nöroloji, pediatri ve psikiyatride sayısal yöntemler kullanılıyor. Matematiksel tıp açısından kardiyoloji açık bir alan.

-Modellerin hastane ve sağlık kuruluşlarının yönetiminde de etkin kullanıldığını söylediniz. Bunu biraz açar mısınız?

Karar verme probleminin olduğu hemen her yerde matematiksel modeller kullanılabilir. Optimal hastane yeri seçimi, hekim/hemşire nöbetlerinin çizelgelenmesi, optimal personel atama, optimal fiyatlandırma, hasta kuyruklarının analizi, ameliyathane hizmetlerinin optimizasyonu, hastanelerde enfeksiyon kontrolü, etkinlik analizleri gibi birçok probleme çözüm bulabiliyoruz sayısal yaklaşımlarla. Diğer taraftan, epidemiyolojik, aşı ve biyoterör modelleri ile kan ve organ dağıtım modelleri gibi çalışmalarla sağlık hizmetlerinin makro planlaması yapılabiliyor. Örneğin, en son geliştirdiğimiz bir kan bankası lokasyonu modeliyle, kan bankalarının konuşlanacağı bölgeler optimal olarak öneriliyor. Matematiksel tekniklerle -hastalığın teşhis ve tedavisinden tutun, makro sağlık sistemine kadar- tıbbın her alanında yaklaşık yüzde 10-40 civarında iyileştirmeler sağlanabiliyor.

- Örnek verebilir misiniz?

2008'de açıklanan bir çalışmaya göre; 1999-2000 arasındaki verilerden New York City'de sadece ambulans gecikmelerinden dolayı akut miyokardiyal infarktüs (kalp krizi) sebebiyle ölen hastaların sayısı 201-390 arasındaydı. Söz konusu dönemde kalp krizinden 9743 hasta hayatını yitirmiş. Bunun üzerine ambulans sisteminin daha etkin çalışması için matematiksel formüller geliştirilmiş. Böylece ölümlerin azaltılması hedeflenmiş.

-Siz matematiksel tıp alanında çalışıyorsunuz; ama Türkiye'de bu bilim pek bilinmiyor...

Maalesef bilinmiyor. Dünyada bu disiplinlerarası konuya gerçekten yoğun ilgi var. Ülkemizde de bu disiplinler arasındaki geçişlerin süratle sağlanması gerekiyor. Artık matematik, istatistik ve veri madenciliğinin de katkısıyla çoğu tıp problemine çözüm getirilebiliyor. Hastane, sağlık kuruluşları ve sağlık politikası yöneticileri de sayısal yöntemlerin gücünün farkına yeterince varmış değil henüz. Daha iyi hasta memnuniyeti, daha mutlu sağlık çalışanı, etkin sağlık servisi ve daha çok kâr için gerekli olduğunu düşünüyorum kantitatif yaklaşımların.

- Bu disiplinin Türkiye'de de etkin kullanılması için neler yapılmalı?

İÜ Onkoloji Enstitüsü'nde verdiğim 'matematiksel onkoloji' konulu konferansta ve benzeri toplantılarımda tıpçıların yakın ilgisini gördüm. Dolayısıyla dünyada olduğu gibi ülkemizde de, matematik ile tıp bir araya getirilebilir. Bu alanda ortak kongre, konferans düzenlenebilir. Ayrıca, tıp fakültelerinde ve lisansüstü sağlık bilimleri enstitülerinde sayısal derslerin artırılması yoluna gidilebilir. Dünyaya paralel olarak bu ilişki kurumsal hâle getirilebilir. Örneğin, University of Nottingham'daki 'Center for Mathematical Medicine and Biology' gibi merkez ya da enstitüler kurulabilir. Üniversitelerde ya da kurumsallaşmış hastanelerde bu konuda birimler kurulmalı. Dünyaca ünlü Harvard Business School'da 2005'te Sağlık İnisiyatifi birimi kuruldu. Bu birim son zamanlarda, yakınlarına böbrek vermek isteyip de böbreği uymayanlar arasında 'böbrek değişimi'ne imkân tanıyan bir matematiksel model geliştirdi ve bu proje New England'da başarılı şekilde uygulanıyor.

Kaynak: Zaman
Okunma : 181

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

6 Nisan 2009 Pazartesi

Mutluluğun Reçetesi

Sevgili arkadaşlar Hep mutlu olmanız dileğiyle.. Bu güzel yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum:) Bildiklerimizi tekrar hatırlamak için.. Sevgiler..


Hastaların en çok önem verdikleri şey hazırlanan reçetelerdir.
Reçeteleri "altın öğütler" gibi görür, dikkatle uygular ve çoğu zaman da saklayıp biriktirirler. Haklılar!

Çünkü bunlar yapılması gerekenlerin özeti, güvenli birer yol haritasıdır.
Reçeteleri yalnız doktorlar hazırlamaz. Başka "reçete yazıcılar" da vardır.
Mesela ekonomistlerin yazdığı reçeteler buna örnektir ve bunlara bugünlerde çok itibar ediliyor.

Ernie E. Zelinski de bilge kişilerin çağlar boyunca söylediklerinden yararlanıp bir mutluluk reçetesini oluşturmuş (Bay Zelinski geçenlerde bizim ülkemize de geldi). Kanımca bugüne kadar yazılmış en iyi reçetelerden biri bu.
Bu reçeteyi mutlaka bir kenara not edin. Kesip saklayın. Mümkünse eşe, dosta, sevgiliye, arkadaşa fakslayın.
E-posta veya telefon mesajı ile yollayın. Ama en önemlisi mutlaka uygulayın.

İŞTE REÇETENİZ:

Doyum sağlayacak kadar bir amaç

Geçinebilecek kadar bir iş

Temel ihtiyaçlara yetecek kadar zenginlik

İş ve eğlenceyi dengeleyecek kadar sağlıklı bir akıl

Birçok insanı beğenecek, bunlardan birazını da sevecek kadar şefkat

Kendini sevecek kadar öz saygı

Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu

Zorluklarla yüz yüze gelecek kadar cesaret

Sorunları çözecek kadar yaratıcılık

Her an gülecek kadar mizah duygusu

İyi bir yarını bekleyecek kadar umut

Hayatı bütün değerleri ile yaşayacak kadar bir sağlık

Sahip oldukların için şükran duygusu

Reçetenizdeki 13 ilaçtan siz hangisini beğendiniz bilmiyorum ama benim favorim sonuncudur:

SAHİP OLDUKLARINIZIN DEĞERİNİ BİLİN

"Sahip olduğunuz şeylere şükran duymak". Bu ilaç her eczanede bulabileceğiniz çok eski ve güçlü bir
moleküldür. Sahip olduğunuz her şeyi kaybettiğinizi sonra da bulduğunuzu düşünün. Nasıl da mutlu olurdunuz. Sahip olduğunuz şeylerin, sağlığınızın, eşinizin, çocuklarınızın, arkadaşlarınızın ve dostlarınızın değerini bilmek...

Kendinize, bilginizi, yeteneklerinizi ve kendinizi sevme fırsatını vermek... Mutluluğun peşine düşmek yerine,
biraz da onun sizi bulmasını beklemek, kısacası bulduğunuz ve olduğunuzla yetinmek bu ilacın en önemli faydalarıdır. Reçetenin etkinliği arttırmanın diğer yollarını ise Mark Twain yazmış:

"Palamarı fırlatıp at. Güvenli limanlardan uzaklaş.
Bırak alize yelkenleri şişirsin.
Araştır, düşle ve keşfet".

Sahip olduklarınıza şükür ettikçe keşfetme yeteneğinizin iyice artacağından kuşku duymayın.
En sık kullandığım diğer ilaçları da yazabilirim:
Sağlık, umut, amaç ve şefkat!
En iyi sonucun ilaçların tümünün sürekli olarak kullanımıyla alındığını da hatırlatırım.

ALINTIDIR..

[İslami Eğitim Şart!] Başımız Sağolsun!!

Siyasi olarak görüşlerine katılın ya da katılmayın,kişisel olarak beğenin ya da beğenmeyin ama bir siyasi portrenin 21.yüzyılda teknolojinin sözüm ona en yüksek imkanlarının ortasında enkaza ulaşılamamış olması nedeniyle hayatını kaybetmesi akıl alır bir olay değildir.
Hatta bu olay,gelişmiş olduğumuzu iddia edenlere tokat gibi bir yalanlamadır.Gelişmemiş olduğumuz,sayenizde geliştirilemediğimiz ortada.Üstüne söyleyecek sözünüz olmamalı.Utançtan o enkazın olduğu yerde yerin dibine sizin geçmiş olmanız gerekirdi...
Hatta artık anladık ki,'iğne deliğinden teröristi bulup,yakalıyoruz,son derece gelişmiş silahlarımız,gece görüşlü dürbünlerimiz,ısıya duyarlı termal kameralarımız var' sözleriniz de külliyen yalan...
Alenen dağın tepesinde yatan koskoca enkazı göremediğiniz için,burnumuzun dibindeki düşmanlarımızı da neden göremediğinizi anlamış bulunuyoruz....
Yazıklar olsun,hepinize yazıklar olsun......
Ve boşu boşuna kaybedilmiş canlar için,Allah sevenlerine yakınlarına sabırlar versin...
Hepimizin başı sağolsun!!!

Durumun ne kadar trajikomik olduğunu bir kere daha anlamak için buyrun aşağıdaki yazı ve link bir fikir verecektir....



KORUCU: İLK GÜN GÖRDÜK, PARTİYE SÖYLEDİM

Helikoper enkazının bulunduğu bölgedeki koruculardan 37 yaşındaki Selim Işık, kazadan hemen sonra enkazın bulunduğu yer ile ilgili olarak ihbarda bulunduklarını söyledi. Işık, “Üç gün önce biz o bölgeye gittik, kablo kokusu aldık. Tipi var diye korkup döndük. Söylediğimizde gidilseydi, o muhabir arkadaş kurtarılmış olurdu” dedi. Selim Işık, şunları söyledi:

“Kaza olduğu gün saat 15.15 civarı Sisne köyü yakınlaırnda köylüler büyük bir ses duymuş. Köyden Yaşar Özhan bana iletti. O bölgeye gittik, kayalıkların üzerinde çamlar arasında bir enkaz gördük. Kablo kokusu geliyordu. Sonra kurtuldular diye duyduk. Tipi de olunca korkup döndük. Sonradan bulunmadığını öğrendik, bunun üzerine ertesi gün Göksun’da Büyük Birlik Parti yöneticisi Kemal Yavuz ile Muhsin Bey’e bildirdik gördüğümüzü. Genel Merkez’e de izah ettim. Bu bölge aranmayınca Başbakan geldiğinde korumalara da iletildi. Ama kendisi ile irtibat kuramadık. Orası 2 bin metre yükseklikte bir yer. Bu sabah 05.00'te tekrar o bölgeye çıktık. 500 metre kadar yaklaştık. Pervane kopmuştu. Çok zor bir yer. Kayanın başı, çamlık. Çok yorulmuştuk, döndük.”

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11307832.asp?gid=229

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

3 Nisan 2009 Cuma

[İslami Eğitim Şart!] Re: GÜNCEL: N.Kemal Zeybek :Muhsin Yazıcıoğlu dedikleri...

OZAN YUSUF POLATOGLU : BİR ALPEREN YÜKSELDİ
GÜNCEL

Sivas'tan bir yıldız kaydı
Maraş'ın zirvelerine..
Bir Alp-Eren ruhu ağdı
Türkiye'nin göklerine..

Alp yiğitliğini, eren olma ruh ve duygusunu "özünde" toplayan, "yüzünde" tebessüme dönüştüren, "sözünde" cesaretle dile getiren, "izinde" yürüyüşe taşıyan, "tezinde" milli ve ilmi bir fikir hareketine yükleyen bir alperen, bir devlet adamı, bir gençlik önderi yüzünün akıyla ebedi aleme yürüdü..

Çekirdekten gelmek, mesafeleri adım adım yürümüş olmak, özümseyerek, idrâk ederek yaşamış olmak onun seyir çizgisi idi. Fırtınalı yılların içinden tecrübeleri kazanarak geçti. Perde arkalarındaki karanlıkları teşhis ederek geniş bir istihbarat bilgisi ile, basiret ile, feraset ile donatılan bir birikimin insanı olarak milletimiz için önemli bir noktada idi. Yaşına göre daha ileri birikimleri kazanarak bir olgunluk noktasına erişmişti.

Perde arkası güçlerin oyunlarının uygulandığı o 70'li senelerde vatansever olmanın şuuru ile mukabele eden mücadelesi, sonra taş duvarlar içinde uzun seneler çektiği çile, bu değerli yüreği büyüten bir aşk ateşi gibiydi. Gördü, anladı, kavradı ve bir tecrübe çınarı oldu. Millet ve devlet hayatımız için, tarih şuurumuz anlamında, dün-bugün-yarın ekseninde bir yol haritası olmak noktasındaydı.


 
GÜNCEL: N.Kemal Zeybek :Muhsin Yazıcıoğlu dedikleri...
Namık Kemal ZEYBEK
Muhsin Yazıcıoğlu'nun ve hepimizin avukatı Şerafettin Yılmaz aradı ve anlattı:
"Muhsin beyle ilgili belgelerin okunması bitmiş ve suçsuz olduğu artık belli olmuştu. Kendisiyle görüştüm ve tahliyesi için talepte bulunacağımızı söyledim."
Muhsin Bey´in avukatına verdiği cevabın değerini ancak bir gün bile olsa tutuklananlar iyi anlar. Ama özgürlüğün anlamını bilen herkes de anlamalıdır.
İşte Merhum'un cevabı:
"Hayır tahliye talebinde bulunmayın. Arkadaşlarımın içeride dayanma gücü biraz da benim aralarında bulunmamdan geliyor. Ben tahliye olursam ve onlar içeride kalırlarsa yıkılırlar."
İşte Muhsin Yazıcıoğlu budur.
Ve ölümüyle bütün ülkeyi birleştirmesinin derin anlamı da bu gönül yüceliğinde bulunabilir.
Bir gün makam odasında el telefonuyla konuşuyordu. Karşısındaki kişiye "Anacığım... Anacığım..." diye sesleniyordu. Konuşmayı "Tamam anacığım her ay ..... lira göndereceğiz" diye bitirdi. Acaba öz annesiyle mi konuşuyor diye merak ettim, sordum. Hayır! Konuştuğu bir şehit annesiydi. Ve kendisini, ulaşabildiği ve kendisine ulaşabilen bütün şehit yakınlarına hizmetle yükümlü sayıyordu.
İşte Muhsin Yazıcıoğlu'nun bir başka yönü!..
Parası çok muydu? Hayır yoktu. Makam odası bir parti ilçe başkanının odası gibidir. Arabası da... Genel Merkez´in aylık kirasını yetiştirmek için bizzat uğraştığına tanık oldum...
Para ile ilişkisi çok ilginç idi... 1980 öncesinde Hergün gazetesi kadrosundan maaş alarak fedakârlık ve feragatle çalışan ÜLKÜCÜ EĞİTİMCİLER vardı. Aldıkları para zorlukla geçinebilecekleri bir miktardaydı. Muhsin Yazıcıoğlu o parayı da almadı. Çok ısrar ettik, ama nafile... "Babamın gönderdiği bana yetiyor..." diyordu.
Gönderen: tufan Tarih: 02.04.2009
 


 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[İslami Eğitim Şart!] OZAN YUSUF POLATOGLU : BİR ALPEREN YÜKSELDİ

OZAN YUSUF POLATOGLU : BİR ALPEREN YÜKSELDİ
GÜNCEL
Sivas'tan bir yıldız kaydı
Maraş'ın zirvelerine..
Bir Alp-Eren ruhu ağdı
Türkiye'nin göklerine..

Alp yiğitliğini, eren olma ruh ve duygusunu "özünde" toplayan, "yüzünde" tebessüme dönüştüren, "sözünde" cesaretle dile getiren, "izinde" yürüyüşe taşıyan, "tezinde" milli ve ilmi bir fikir hareketine yükleyen bir alperen, bir devlet adamı, bir gençlik önderi yüzünün akıyla ebedi aleme yürüdü..

Çekirdekten gelmek, mesafeleri adım adım yürümüş olmak, özümseyerek, idrâk ederek yaşamış olmak onun seyir çizgisi idi. Fırtınalı yılların içinden tecrübeleri kazanarak geçti. Perde arkalarındaki karanlıkları teşhis ederek geniş bir istihbarat bilgisi ile, basiret ile, feraset ile donatılan bir birikimin insanı olarak milletimiz için önemli bir noktada idi. Yaşına göre daha ileri birikimleri kazanarak bir olgunluk noktasına erişmişti.

Perde arkası güçlerin oyunlarının uygulandığı o 70'li senelerde vatansever olmanın şuuru ile mukabele eden mücadelesi, sonra taş duvarlar içinde uzun seneler çektiği çile, bu değerli yüreği büyüten bir aşk ateşi gibiydi. Gördü, anladı, kavradı ve bir tecrübe çınarı oldu. Millet ve devlet hayatımız için, tarih şuurumuz anlamında, dün-bugün-yarın ekseninde bir yol haritası olmak noktasındaydı.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Web Sitelerimiz : http://www.gencmusalli.com
                          http://www.yekkalem.com
                          http://www.alternatifiz.biz
Blogumuz :                                           Hasan Ahmet Evliyaoğlu
http://gencmusalli.blogspot.com         http://musallihaber.blogspot.com
http://tarihebakis.blogspot.com          http://islamiegitim.blogspot.com                
                            http://dusunceufuklarinda.blogcu.com
        İslamın eğitim sistemini model almalıyız.O, Allah'ın Elçisinin Metodudur.
Not:Yazı ve Yorumlardan Gönderen Kişi Sorumludur!
           Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:"İslami Eğitim"

-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---